İtirazın Kaldırılması

itirazin-kaldirilmasi-davasi

İtirazın kaldırılması, itiraz edilen icra takibinin devamı için İcra ve İflas Kanunu’nda öngörülen başvuru yoludur. Bu sayede alacaklının alacağına kavuşması yargıalamayı gerektirmeden mümkün kılınmıştır.

İcra takibinin türüne ve alacaklının ispata yarar delillerine göre, itirazın kesin kaldırılması, itirazın geçici kaldırılması, tahliye talepli icra takiplerinde itirazın kaldırılması gibi farklı şekillerde düzenlemeler mevcuttur. Şimdi bu düzenlemeler hakkında detaylı bilgi vereceğiz.

I. İtirazın Kesin Kaldırılması

1. Genel Olarak

İtirazın kesin kaldırılması yoluna, borçlunun borca itiraz etmesi halinde başvurulmaktadır. Alacaklının elinde İcra ve İflas Kanunu’nun 68’inci maddesindeki belgelerden biri var ise, borçlunun itiraz etmesi üzerine, itirazın iptali davası açabileceği gibi icra mahkemesinden, itirazın kesin kaldırılmasını da isteyebilmektedir. Ancak alacağı 68’inci maddedeki belgelerden birine bağlı olmayan alacaklı yalnızca genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilmektedir.

İcra mahkemesi alacaklıyı haklı bulursa borçlunun itirazının kesin olarak kaldırılmasına karar verir. Bu kararla alacaklı icra dairesinden durmuş olan icra takibine devam edilmesini yani haciz isteme imkanına sahiptir. Bu haciz kesin (icrai) hacizdir. Borçlu itirazın kaldırılması kararına karşı istinaf yoluna başvurmuş olsa bile alacaklı kesin haciz isteyebilmektedir. Çünkü icra mahkemesinin kararlarının istinaf edilmesi yalnızca satışı durdurur.1

2. Alacaklının Göstermesi Gereken Belgeler

Alacaklı ancak 68’inci maddedeki belgelerden birine dayanarak icra mahkemesinden itirazın kesin kaldırılmasını isteyebilmektedir. İcra mahkemesi alacaklının dayandığı belgelerin bu maddede sayılanlardan biri olmadığı kanaatine varırsa alacaklının itirazın kaldırılması talebini reddeder. Alacaklının itirazın kesin kaldırılmasını isteyebilmesi için göstermesi gereken belgeler şunlardır:

a. İmzası İkrar Edilmiş Adi Senet

İcra takibinin dayanağı olan adi bir senet altındaki imza borçlu tarafından inkar edilmezse ve senet belirli bir miktar para için kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içerirse alacaklı bu senetle itirazın kesin kaldırılmasını isteyebilmektedir. Alacaklı mahkemeye senedin aslını sunmalıdır.

Borçlu bu adi senetteki imzayı açıkça inkar etmezse örtülü olarak imzayı ikrar etmiş sayılır.2

b. İmzası Noterlikçe Onaylı Senet

İmzası noterlikçe onaylı senetten kasıt; noter huzurunda olmadan herhangi bir yerde düzenlenip noter önüne getirilen senetlerdir. Noter kendisine verilen bu adi senedi borçluya imzalatır. Daha sonra imzanın kendi huzurunda atıldığını ve imzayı atan kimseye ait olduğunu şerh vererek imzayı onaylar. İcra ve İflas Kanunu’nun 68’inci maddesindeki imzası noterlikçe tasdik edilen senetler bunlardır.

İmzası noterlikçe onaylı senetlerin de itirazın kaldırılmasını sağlayabilmesi için kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi gerekir.

c. Resmi Dairelerin Yetkileri Dahilinde Verdikleri Belgeler

İtirazın kaldırılmasını sağlayacak bir diğer belge, resmi dairelerin ve yetkili makamların yetkileri dahilinde usulüne uygun verdikleri belgelerdir. Bu belgeler bakımından ayrıca imzanın ikrar edilmesine gerek yoktur. Zira bunlar resmi daireler tarafından verilmiştir. Buna ilaveten bazen borçlunun imzasını da içermeyebilir. Ancak, bu belgelerde de borçlunun kayıtsız şartsız bir para borcunu ödemesi gerektiği açıkça yer almalıdır. Örneğin, aciz belgesi resmi dairelerin yetkileri dahilinde verdiği ve kayıtsız şartsız bir para borcunu içeren belgedir.3

d. Kredi Kurumları ile İlgili Belgeler

İcra ve İflâs Kanunu’nun 68b maddesine göre kredi kurumlarının düzenlediği belgeler de, belirli şartlar altında alacaklıya itirazın kesin kaldırılmasını talep imkânı verir. Bu maddedeki belgelerin özelliği bizzat alacaklı olan kredi kurumu tarafından hazırlanmış olmasıdır. Aynı zamanda belirli prosedürlerden sonra kanunun 68’inci maddesindeki belgelerle aynı nitelikte kabul edilmesidir. Alacaklının kendi düzenlediği belgelere dayanması sebebiyle istisnai ve özel bir durumdur.

Krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenen belge ve makbuzlar, itirazın kesin kaldırılmasında kullanılan belgelerden sayılmaktadır. Bunlara; kredi sözleşmeleri ve süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler örnek olarak verilebilir. Krediyi kullanan taraf (borçlu), itiraz etmediği hesap özetinin dayandığı belgelerde kendisine izafe edilen imzayı da kabul etmiş sayılmaktadır.4

3. Borçlunun İtirazını İspat Etmesi

Borçlu itirazını ispat edemezse, mahkeme itirazın kesin kaldırılmasına karar verir. İtirazının haklı olduğunu ispat ederse mahkeme, alacaklının itirazın kaldırılması talebini reddeder. Borçlu, itirazını kural olarak yalnızca 68’inci maddenin ilk fıkrasındaki belgelerle ispat edebilmektedir. Ancak bazı itirazların belgeye bağlanması mümkün değildir. Belgeye bağlanamayan itirazların bir kısmı icra mahkemesinde incelenirken bir kısmı incelenemez.

İcra mahkemesinin incelemeye yetkili olduğu itirazlar sınırlıdır. İcra dairesinin yetkisiz olması ve borçlunun yeni mal iktisap etmediği itirazları incelenir. Bu itirazların belgeye bağlanması mümkün değildir. Ancak icra mahkemesi bu itirazları incelemeye yetkilidir.

İcra mahkemesi bahsedilen istisnalar dışında belgeye bağlanması mümkün olmayan itirazları inceleyemez. Örneğin; alacaklının dayandığı borç senedinin yanılma aldatma veya korkutma nedeniyle geçerli olmadığı, borçlunun senedi imzalarken fiil ehliyetinin bulunmadığı, borçlunun alacaklıdan satın aldığı malın ayıplı olduğu gibi itirazlar herhangi bir belgeye bağlanamayacağı için icra mahkemesi tarafından incelenemez. Bu nedenle mahkeme itirazın kaldırılmasına karar verir.5

İtirazının kaldırılmasına karar verilen borçlu, menfi tespit davası açma imkanına sahiptir. Ancak bu dava icra takibini durdurmaz. Sadece mahkeme talep üzerine icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verebilmektedir.

Fakat borçlu icra takibinden önce menfi tespit davası açmış ve takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı almış ise, icra mahkemesi itirazın kaldırılmasına karar veremez. Menfi tespit davasını bekletici mesele yapar.6

4. İtirazın Kaldırılmasında Yargılama Usulü

Alacaklı itirazın kaldırılması talebini, icra takibin yapıldığı icra dairesinin tabi olduğu icra mahkemesine dilekçeyle yapar. İtirazın kaldırılması talebi bir dava değildir. Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119’uncu maddesindeki bütün şartların itirazın kaldırılması talebinde yer alması gerekmez. Ancak alacaklı ile borçlunun isim ve adresleri, borçluya karşı bir icra takibi yapıldığı, borçlunun ödeme emrine haksız olarak itiraz ettiği açıklanmalı ve borçlunun itirazının kaldırılması talebi dilekçede yer almalıdır.7

İtirazın kaldırılmasını talep etme süresi, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren altı aydır. İtirazın kaldırılması talebi basit yargılama usulüne tabidir. İcra mahkemesi bu talebi mutlaka duruşmalı olarak inceler. Bu inceleme yalnızca 68’inci maddede sayılan belgeler üzerinden yapılmaktadır. Bu yargılamada taraflar tanık ve yemin deliline başvuramaz.

Borçlu, itirazın kaldırılması yargılamasında yalnızca itirazında bildirmiş olduğu itiraz sebeplerini ve alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılan (borcun muaccel olmadığı, zamanaşımına uğradığı gibi) itiraz sebeplerini ileri sürebilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, borca itirazda ileri sürülmeyen ve senet metninden de anlaşılmayan itirazın, mahkemece incelenemeyeceğine hükmetmiştir.8 Borçlu senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini icra mahkemesinde ilk duruşmada tek seferde ileri sürmelidir. Daha sonraki duruşmalarda borçlu yalnızca alacaklının açık muvafakati ile yeni itiraz sebeplerini ileri sürebilmektedir. Yani Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 319’uncu maddesinde yer alan savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı ve bunun istisnası burada da uygulanır.9

İcra mahkemelerinde yargılama usulü hakkında detaylı bilgi için; “İcra Mahkemesi Yargılama Usulü” yazımızı okuyabilirsiniz.

4. İcra Mahkemesi Kararı

İcra mahkemesi bu yargılama sonucunda itirazı kaldırabilmekte veya itirazın kaldırılması kararını reddedebilmektedir. Görevsizlik kararı veremez. İcra mahkemesinin itirazın kaldırılmasına ilişkin kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Yalnızca o takip bakımından bir sonuç doğurur.

İtirazın kaldırılması talebi reddedilen alacaklı, borçlunun talebi üzerine alacağın %20’sinden az olmayan tazminata mahkum edilmektedir. Ret kararı ile alacaklının ilamsız icra takibi son bulur. Aynı alacak için yeni bir ilamsız takip yapamaz. Fakat alacaklı, itirazın tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davası açma imkanına sahiptir. Aynı şekilde bir yıl içinde genel mahkemelerde bir alacak davası açabilmektedir. İcra mahkemesinin kararları kesin hüküm teşkil etmez. Bu nedenle itirazın iptali veya alacak davasında borçlu kesin hüküm itirazında bulunamaz.

İtirazın kaldırılması kararı ile alacaklı icra takibine devam eder. Borçlu istinaf kanun yoluna başvursa bile alacaklı haciz isteyebilmektedir. Çünkü kanun yoluna başvurulması yalnızca satış işlemini durdurur. İtirazı kaldırılan borçlu, itirazında haklı olduğunu düşünüyorsa menfi tespit davası açma imkanına sahiptir. Borçlu, borcunu icra dairesine ödedikten sonra istirdat davası da açabilmektedir. İtiraz kaldırılması talebi kabul edilince alacaklının talebi üzerine borçlu haksız itirazda bulunduğu için itiraz ettiği miktarın %20’sinden az olmayan tazminata mahkum edilmektedir. İtirazın kaldırılması kararı kendisine tebliğ edilen borçlu üç gün içinde mal beyanında bulunma mecburiyetindedir.10

5. Alacaklının İtirazın Kaldırılması Talebinden Vazgeçmesi

Alacaklının itirazın kaldırılması talebinden vazgeçmesi, alacağından feragat ettiği anlamına gelmez. Alacaklı genel mahkemede normal bir alacak davası da açabilmektedir. İcra mahkemesi, vazgeçme sonucunda “talep konusuz kaldığından, hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde bir karar verir. İcra mahkemesi yine de alacaklıyı yargılama giderlerine mahkum eder. Vazgeçen alacaklı altı aylık süre henüz dolmamışsa yeniden başvurma harcı ödeyerek icra mahkemesinden yeniden itirazın kaldırılmasını isteyebilmketedir.11

II. İtirazın Geçici Kaldırılması

1. Genel Olarak

Takibe konu olan senedin altındaki imza borçlu tarafından inkar edilirse alacaklı, itirazın geçici kaldırılması yoluna başvurur.

Borçlunun imzaya itiraz ettiğini beyan etmesi, tek başına icra takibinin durmasına yeterlidir. İtirazın geçici kaldırılması, takibi durduran borçlunun karşısındaki alacaklıyı koruma amacı ile düzenlenen bir kurumdur.12

İtirazın geçici kaldırılmasının en önemli ayırt edici özelliği itirazın geçici kaldırılması kararının, borçluya borçtan kurtulma davası açabilme imkanı sağlamasıdır. Alacaklı itirazın geçici kaldırılması kararına dayanarak icra takibinin devamını isteyemez. Yedi gün içinde borçlu borçtan kurtulma davası açarsa, icra takibi dava sonuçlanana kadar devam eder.

İtirazın geçici kaldırılmasının, kesin kaldırılmasından bir diğer farkı da itirazın geçici kaldırılması kararından sonra ancak geçici haciz istenebilmesidir. Kesin haciz sonucunda, borçlunun malları satılıp alacaklının alacağı karşılanır. Oysa geçici hacizde alacaklı, haczedilen malların paraya çevrilmesini isteyemez.13

2. Adi Senetteki İmzanın İnkar Edilmesi

İtirazın geçici kaldırılması yoluna yalnızca adi senet altındaki imzanın inkar edilmesi halinde başvurulur. Ayrıca bu adi senet kayıtsız şartsız belli bir para borcunu içermelidir. Kayıtsız şartsız bir para borcunu içermiyorsa icra mahkemesi imza hakkında bir inceleme yapmadan talebi reddeder. Yargıtay da bu doğrultuda kararlar vermektedir.14

Alacaklının takibi adi bir senede değil de, noterlikçe onaylı bir senede veya resmi dairelerin veya yetkili makamların verdikleri bir belgeye dayanıyorsa imzaya itiraz söz konusu olamayacağı için, itirazın geçici kaldırılması da söz konusu olamaz. Bu belgeler varsa itirazın kesin kaldırılması yoluna gidilmektedir. İcra ve İflas Kanunu’nun 60’ıncı maddesi gereğince borçlu imzaya itirazını “ayrıca ve açıkça” yapmak durumundadır.15

3. İtirazın Geçici Kaldırılması Usulü

İtirazın geçici kaldırılmasındaki yargılama usulü kesin kaldırmadaki usule benzerdir. Alacaklı, itirazın tebliğinden itibaren altı ay içinde icra mahkemesinden talepte bulunur. Mahkeme bu talebi basit yargılama usulüne göre ve duruşmalı olarak inceler.

İtirazın geçici kaldırılması duruşmasında, borçlu, bizzat mahkemede hazır bulunma mecburiyetindedir. Çünkü itirazın geçici olarak kaldırılmasını sağlamak için imza incelemesi yapılacaktır. Bu nedenle borçlunun, icra mahkemesinde yapılan duruşmaya katılması bir zorunluluk teşkil eder.

İmza inkarı borçlu vekili tarafından yapıldığı takdirde, duruşma davetiyesinin borçlu vekiline de gönderilmesi zorunludur. Ancak bu durumda duruşma davetiyesi bizzat borçlunun kendisine de gönderilmelidir. Bu zorunluluk borçlunun bizzat mahkemede hazır bulunması zorunluluğunu öngören 68/a maddesinin ikinci fıkrasından kaynaklanmaktadır.

İcra mahkemesi, borçlu ilk duruşmada hazır bulunmadığı takdirde itirazın geçici kaldırılmasına karar verir. Başka hiçbir inceleme yapmaz. Borçlunun vekili hazır bulunsa bile, icra mahkemesi vekile müvekkilini bir sonraki duruşmada hazır bulundurması için süre veremez.16

Bununla birlikte, borçluya gönderilen duruşma davetiyesinde buna ilişkin gerekli ihtar yer almalıdır. Borçlunun ilk duruşmada hazır bulunmadığı takdirde, imzaya itirazının kaldırılacağı ihtar edilmelidir. Yargıtay bir kararında davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya katılmayan borçlunun daha sonradan açtığı menfi tespit davasının reddine karar vermiştir.17

İmza İncelemesi

Kanun koyucu icra mahkemesinin yapacağı imza incelemesi için bir sıra belirlemiştir. İmza incelemesinin nasıl yapılacağı konusunda bazı özel hükümler koymuştur. Ardından bu konudaki Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine atıfta bulunmuştur. İcra mahkemesi bu hükümleri uygulayarak bir sonuca varır.

İmzayı inkar etmiş olan borçlu icra mahkemesinde imzasını ikrar ederse, itirazın geçici kaldırılması talebi kesin kaldırma talebine dönüşür.

Borçlu mahkemede senet altındaki imzanın kendine ait olmadığını ifade ederse mahkeme imzanın borçluya ait olup olmadığını inceler. İmza incelemesi, inkar edilen imza ile borçluya ait olduğu muhakkak olan başka bir imzanın karşılaştırılmasıyla yapılmaktadır.

Borçluya ait olduğu muhakkak olan belge ise iki şekilde elde edilir: İlki karşılaştırmaya elverişli (tatbike medar) belgeler olan borçlunun daha önce imzalamış bulunduğu belgelerdeki imzalardır. Örneğin borçlunun evlenme defterindeki, noter senedindeki veya mahkeme önünde taraf tanık olarak atmış olduğu imzalar gibi.

Borçlunun karşılaştırmaya uygun bir imzası bulunmayabilir. Bu durumda hakim, borçluya icra mahkemesi önünde yazı yazdırır ve imza attırır. Buna istiktab veya yazı yazdırma denir.

İnkar edilen imza ile karşılaştırılan imza arasında ilk bakışta anlaşılabilecek derecede uygunluk varsa icra mahkemesi hakimi imza incelemesini kendisi yapabilir. İlk bakışta anlaşılabilecek bir benzerlik yoksa ve taklit etmesi kolay bir imza varsa icra mahkemesi incelemesi için bilirkişiye başvurur.

İmza incelemesi sırasıyla bu şekilde yapılmaktadır. Ancak imzanın borçluya ait olup olmadığı hususunda tanık ve yemin deliline başvurulamaz.18

4. İcra Mahkemesinin İtirazın Geçici Kaldırılması Kararı

İcra mahkemesi hakimi yaptığı inceleme sonucunda imzanın borçluya ait olmadığı kanaatine varırsa itirazın geçici kaldırılması talebinin reddine karar verir.

İtirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilirse, alacaklı ilamsız icra takibine devam edemez. Bundan sonra takibe devam etmek isteyen alacaklı, haklı olduğunu düşünüyorsa genel mahkemelerde bir alacak davası açar. Zira, icra mahkemesinin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Alacaklı genel mahkemelerde alacak davası açarsa, hükmedilen tazminatın tahsili bu dava sonuçlanıncaya kadar ertelenmektedir.

İtirazın geçici kaldırılması talebinin reddi kararı takibe son vermez. Alacaklı ödeme emrine itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde, genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilmektedir. İtirazın kaldırılması talebi reddedilse bile, iptali davası açma süresi geçmemişse takibin devamı için genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabilmektedir.

Mahkeme, yaptığı inceleme sonunda, imzanın gerçekten borçluya ait olduğunu tespit ederse itirazın geçici kaldırılmasına karar verir. Duruşmaya davet edilen borçlu, icra mahkemesindeki imza incelemesine mazeretsiz olarak katılmazsa, mahkeme imza itirazını geçici olarak kaldırır. Bu noktada mahkeme başka bir inceleme yapmaz. Aynı zamanda borçluyu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Borçlunun itirazının bu şekilde kaldırılması ve para cezasına mahkum edilebilmesi için, duruşma davetiyesinde keyfiyetin yazılı olması gerekmektedir. Borçluya gönderilen davetiyede böyle bir ihtar yoksa borçlu duruşmaya gelmese bile, imza incelemesi yapılmadan itirazın geçici kaldırılmasına karar verilemez.19

İcra mahkemesi, itirazın geçici kaldırılması kararı ile birlikte borçluyu takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Ayrıca alacaklı tarafından talep edilmesi halinde alacağın yüzde yirmisinden az olmayan bir tazminat ödemeye mahkum eder. Borçlu borçtan kurtulma davası, menfi tespit davası veya istirdat davası açarsa para cezası ve tazminatın tahsili, bu dava sonuçlanıncaya kadar ertelenir. Bu davaların görüldüğü mahkemeden verilen hükme göre ödenir veya ortadan kalkar.20

5. İtirazın Geçici Kaldırılmasının Sonuçları

İtirazın geçici kaldırılması kararı üzerine alacaklı yalnızca geçici haciz isteyebilmektedir. Bu ise geçici haciz sahibi alacaklının kesin hacizden farklı olarak satış talebinde bulunamaması demektir.

Borçlu geçici kaldırma kararının tebliğ veya tefhiminden itibaren üç gün içinde mal beyanında bulunma mecburiyetindedir.

Borçlu itirazın geçici kaldırılması kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açabilir. Yedi günlük süre içinde borçtan kurtulma davası açmazsa itirazın geçici kaldırılması kararı kesin kaldırılmaya dönüşür. Geçici haciz ise kesin hacze dönüşür. Bu aşamadan sonra borçlu menfi tespit davası veya borcu ödedikten sonra istirdat davası açabilmektedir.21

6. Borçtan Kurtulma Davası

Borçtan kurtulma davası, icra mahkemesince, itirazı geçici olarak kaldırılan borçlunun, aleyhinde yapılmış olan icra takibini durdurması amacıyla, genel mahkemede açtığı bir davadır. Başka bir ifadeyle borçlunun icra dairesine yaptığı “imza itirazı” ile durmuş olan takibin, icra mahkemesinin aleyhine verdiği karara rağmen, durmaya devam etmesini sağlamasıdır.22

Borçtan kurtulma davası, hukuki niteliği itibarıyla bir olumsuz tespit davasıdır.

a. Şartları

İtirazın geçici kaldırılması kararı duruşmada borçlunun kendisine ya da vekiline tefhim edilmişse, bu tarihten, eğer bu karar borçlu ya da vekilinin yokluğunda verilmişse borçluya ya da vekiline tebliğ edilmişse, bu tarihten itibaren yedi günlük süre içinde borçlu borçtan kurtulma davasını açmalıdır.

Borçtan kurtulma davasının dinlenebilmesi için, borçlunun “ilk duruşma gününe kadar”, dava konusu alacağın % 15’i oranında bir güvence göstermesi gerekir. % 15 güvence, “mahkeme veznesine nakden para depo edilmek” veya “mahkemece kabul edilecek hisse senedi ve tahvil ya da banka teminat mektubu verilmek” suretiyle gösterilebilir. İlk duruşma gününe kadar gerekli güvenceyi göstermemiş olan borçluya ikinci bir ek süre verilmez. Ancak, zorlayıcı nedenlerle ilk duruşma gününe kadar güvence gösterememiş olan borçlunun “eski hale getirme” isteminde bulunma hakkı vardır.23

Borçlu, “ilk duruşma gününe kadar” ve en geç, ilk duruşmada göstermesi gereken “alacağın % 15’i tutarındaki” teminatı göstermezse, mahkemenin davanın reddinde karar vermesi gerekir.24

b. Görevli ve Yetkili Mahkeme

Borçtan kurtulma davasının konusunun mal varlığına ilişkin olması sebebiyle kural olarak asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Ön görülen görevli mahkeme, takip konusu alacağın miktarına bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesidir. Davanın tarafları arasındaki alacağın ticari olması durumunda görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi, kira ilişkisinden doğan alacaklar bakımından ise görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olacaktır.25

Kanun’un 69’uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtildiği üzere borçtan kurtulma davasında yetkili mahkeme alacaklının yerleşim yeri mahkemesi veya icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir. Kanun koyucu iki mahkemeyi de aynı derece yetkili kabul etmiştir.26

c. Yargılama

Borçtan kurtulma davasının amacı, icra mahkemesinin itirazın geçici kaldırılması kararının doğru olup olmadığını incelemek veya sadece imza incelemesi yapmak değildir. Borçtan kurtulma davası, takip konusu alacağın maddi hukuk bakımından var olup olmadığının tespitini amaçlayan bir menfi tespit davasıdır. Bu sebeple borçlu, itirazın geçici kaldırılması yargılamasında ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Buna göre borçlu, borcu olmadığına ilişkin tüm savunma sebeplerini ileri sürme hakkına sahiptir. Örneğin; borçlu, itirazın geçici kaldırılması kararından sonra kendisinin de alacaklıdan bir alacak hakkı iktisap ettiğini ileri sürerek borçtan kurtulma davası açma hakkına sahiptir.27

d. Dava Sonucu

Borçtan kurtulma davası sonunda mahkeme borçluyu haklı bularak davayı kabul ederse, nihayetinde borçlunun borçlu olmadığı tespit edilir ve icra takibi hükümsüz kalır. Bu durumda daha önce borçlu aleyhine hükmedilen para cezası ve tazminat da ortadan kalkar.

Mahkeme dava sonunda alacaklıyı haklı bulursa, davayı reddeder. Bu durumda, borçlu daha önce icra mahkemesinde mahkum edildiği para cezası ve tazminatı da ödemek zorundadır. Borçlunun davayı kaybetmesi ile geçici kaldırma kararı kesinleşir. Alacaklı takibe devam ederek, borçlunun geçici haciz konan mallarının satılmasını isteyebilmektedir. Çünkü, geçici haciz artık kesin hacze dönüşmüştür.

Borçtan kurtulma davası sonunda, borçlu lehine karar verilirse, alacaklı dava olunan tutarın % 20’sinden aşağı olmayan bir tazminatı diğer tarafa ödemek zorundadır. Alacaklı lehine karar verilirse, borçlu, borçlu olduğu tespit edilen alacak tutarının % 20’sinden aşağı olmayan bir tazminatı diğer tarafa ödemek zorundadır.28

III. Kiralanan Taşınmazların İcra Yolu ile Tahliyesinde İtirazın Kaldırılması

Kural olarak bir taşınmazın tahliye edilebilmesi için sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açılması gerekir. Kiraya veren bu davayı kazanırsa tahliye ilamına dayanarak ilamlı icra yoluyla taşınmazın tahliyesini sağlar. Ancak İcra ve İflas Kanunu’nda istisnai olarak tahliye davası açmadan doğrudan icra takibi yoluyla taşınmazın tahliyesinin istenebileceği iki durum bulunmaktadır: Bunlar kira bedelinin ödenmemesi hali ve kira süresinin bitmesi halidir.

1. Kira Bedelinin Ödenmemesine Dayanan İlamsız Takibe İtirazın Kaldırılması

Kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibinde borçlu 7 gün içinde itiraz etmezse ve 30 günlük süre (konut ve çatılı işyeri kiralarında) içinde kira borcunu ödemezse, alacaklı 30 günlük sürenin sonundan başlayarak 6 ay içinde icra mahkemesinden kiracının tahliyesine karar verilmesini isteyebilmektedir.

Kiracı süresi içinde ödeme emrine itiraz ederse ilamsız tahliye takibi durur. Bunun üzerine alacaklının 6 ay içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve taşınmazın tahliyesini istemesi gerekir. Belirtilen süre içerisinde itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunmayan alacaklı bir daha aynı kira alacağından dolayı ilamsız tahliye takibi

yapamaz.29

a. İtirazın Kaldırılması Usülü

Kiracının birbiriyle çelişmemek kaydıyla hem kira sözleşmesine hem de borca itiraz etmesi mümkündür. Borçlu kiracının kira sözleşmesine yaptığı itirazın kaldırılabilmesi için alacaklının elinde yazılı kira sözleşmesinin olması gerekir. Alacaklının elinde yazılı kira sözleşmesi yoksa icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep edemez. Alacaklının elinde bulunan kira sözleşmesi yazılı olmakla birlikte noterden onaylı değilse, borçlunun sözleşmeyi ve imzasını inkâr ettiği durumda alacaklının icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep etmesi mümkün değildir. Zira bu takipte imza incelemesi ve itirazın geçici kaldırılması söz konusu değildir. Bu durumda, ancak sulh hukuk mahkemesine başvurarak tahliye talebinde bulunabilecektir. Kira sözleşmesi noterlikçe düzenlenmiş veya onaylanmış ise alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve tahliyeye karar verilmesini isteyebilir.30

Kira sözleşmesine açıkça itiraz edilmez de kira sözleşmesi dışındaki bir nedene itiraz edilen durumlarda kira sözleşmesi kesinleşmiş olur. İcra mahkemesi kira sözleşmesi ile ilgili inceleme yapamaz. Bu durumda itirazın kesin kaldırılması söz konusu olur. Borçlunun talep edilen kira bedelini ödediği veya başka alacağı ile takas ettiği gibi iddiaları söz konusu olur. Borçlunun icra mahkemesinde itirazını ispat edeceği belgeler İcra ve İflas Kanunu’nun 68’inci maddesindeki belgeler gibidir. Borçlu itirazını bu nitelikteki belgelerden biriyle ispat edemezse, icra mahkemesi borçlunun itirazının kaldırılmasına ve taşınmazın tahliyesine karar verir.31

İcra mahkemesinin kira borcunun ödenmemesi nedeniyle verdiği tahliye kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu nedenle bu karara karşı genel mahkemelerde dava açma imkanı mevcuttur.

Alacaklı, itirazın kaldırılması ve tahliyeye dair kararın borçluya tebliğ ve tefhimden sonra mallarının haczini ve tebliğden on gün geçtikten sonra da kiralananın tahliyesini talep edebilecektir. Borçlu, tahliye kararı üzerine, üç aylık kira bedeli karşılığında tehir-i icra talebinde bulunabilmektedir.32

2. Kira Süresinin Bitmesine Dayanan İlamsız Tahliye Emrine İtirazın Kaldırılması

Alacaklı kiracının kira süresinin sona ermesi sebebiyle ilamsız tahliye yoluna başvurması için elinde mutlaka kira akdi ya da tahliye taahhüdü niteliğine haiz belge olmalıdır. Kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle tahliyeden farklı olarak, kira süresinin bitmesi nedeniyle tahliye takibinde kiracıya tahliye emri düzenlenmektedir. Tahliye emrinde (Örnek No. 14), takip talebindeki kayıtlar dışında, ihtar kısmı da yer alır. Bu tahliye emrinde, alacaklının, borçlunun ve varsa temsilcilerinin adı, soyadı, adresleri ile kira sözleşmesinin tarihi yazılarak; kiracı borçlunun, taşınmazı on beş gün içinde tahliye ve teslim etmesi, kira sözleşmesinin yenilendiğine veya uzatıldığına dair bir itirazı varsa yedi gün içinde daireye müracaatla beyan etmez, itirazda bulunmaz veya kendiliğinden tahliye etmez ise taşınmazdan zorla çıkarılacağı (tahliye edileceği) bildirilir.33

Kiracı, tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde yazılı veya sözlü olarak icra dairesine itirazını bildirir. İtiraz ile takip durur. Kiracı itirazını icra dairesine yapmalıdır. İcra mahkemesine yapacağı itiraz geçersizdir.

a. İtirazın Kaldırılması Usülü

Kiracı, itirazında özellikle kira sözleşmesindeki veya tahliye taahhüdündeki imzayı inkâr etmek istiyorsa, bunu ayrıca ve açıkça belirtmelidir. Aksi hâlde bu imzayı ikrar etmiş olur. Kiracı, kira sözleşmesine itiraz etmese de sözleşmenin yenilendiğine veya uzatıldığına ilişkin itirazda bulunabilmektedir. Kiracı, tahliye taahhüdündeki imzasını inkâr etmezse ve açılan itirazın kaldırılması talebiyle ilgili duruşmalara gelmez ve savunma yapmazsa, tahliye taahhüdünde bulunmadığına ilişkin itirazı dinlenmez.34

Borçlunun ilamsız icraya itiraz etmesi üzerine, alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebilmektedir. Aynı zamanda genel mahkemeden itirazın iptali ve tahliye isteminde bulunma imkanına da sahiptir.

Kiracı, adi yazılı şekildeki kira sözleşmesindeki veya tahliye taahhüdündeki imzasını inkar ederse, icra mahkemesi bu konuda inceleme yapamaz. Buna rağmen alacaklı icra mahkemesine başvurursa, icra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddetmelidir. Bu durumda kiralayanın kiracıya karşı sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açması gerekir. Bu dava kiraya veren lehine sonuçlanırsa, kiracı para cezasına mahkum olur. Kiracı itirazında, kira sözleşmesindeki veya tahliye taahhütnamesindeki imzasını kabul etmezse, kira sözleşmesi veya tahliye taahhütnamesi noterlikçe düzenlenmiş yahut onaylanmış ise, kiraya veren, icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir.35

Kiracı, kira sözleşmesinin yenilendiğini veya uzatıldığını ileri sürerek de itirazda bulunabilir. Bu durumda iddiasını, noterlikçe düzenlenmiş ya da onaylanmış yahut tarih ve imzası kiralayan tarafından ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse karaya veren alacaklının itirazın kaldırılması talebi reddedilir. Bu nitelikte belgelerle kiracının iddiasını ispat edememesi halinde ise mahkeme kiracının itirazının kaldırılmasına karar verir. Kiraya veren, kiracının dayandığı adî senet altındaki imzayı inkâr ederse, icra mahkemesi imza incelemesi yapamaz, itirazın kaldırılmasına karar verir. Bunun üzerine kiracı genel mahkemede dava açma imkanına sahiptir.36

Kaynakça

ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. İcra ve İflas Hukuku, 8. Basım, Ankara 2022

PEKCANITEZ, Hakan / ATALAY, Oğuz/ ÖZEKES, Muhammet. İcra İflas Hukuku, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskiheşir 2019

SOMER, Zeynep. İcra ve İflas Hukukunda Borçtan Kurtulma Davası. İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Anabilim Dalı, Medeni Hukuk Yüksek Lisans Programı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2021

TAMER, Yıldız. Kiralanan Taşınmazların İlamsız İcra Yoluyla Tahliyesi. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Kayseri, 2022

UYAR, Talih. İcra Hukukunda Borçtan Kurtulma Davası, TBB Dergisi, Sayı 58, 2005

YAZAR, Özlem. İcra ve İflas Hukukunda İmzaya İtiraz ve İmzaya İtirazın Sonuçları. Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 2006

Gökçe ARAL

İcra Hukuku Yayınlarımız

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawyer.com

whatsApp →

Dipnotlar

1 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. İcra ve İflas Hukuku, 8. Basım, Ankara 2022, s. 233.

2 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. a.g.e. s. 236

3 PEKCANITEZ, Hakan / ATALAY, Oğuz/ ÖZEKES, Muhammet. İcra İflas Hukuku, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskiheşir 2019, s. 40.

4 PEKCANITEZ, Hakan / ATALAY, Oğuz/ ÖZEKES, Muhammet. a.g.e. s. 40

5 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. a.g.e. s. 246

6 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. a.g.e. s. 247

7 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. a.g.e. s. 252

8 “…borçlular vekili tarafından icra dairesine verilen borca itiraz dilekçesinde senedin teminat senedi olduğu sebebi ileri sürülmediğinden ve senedin teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamadığından, borçluların itirazın kaldırılması aşamasında ileri sürdüğü teminat senedi iddiası icra mahkemesince incelenemez..” Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/1157 Esas, 2021/1049 Karar Sayılı ve 21/9/2021 Tarihli Karar.

9 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. a.g.e. s. 254

10 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. a.g.e. s. 256

11 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. a.g.e. s. 257

12 YAZAR, Özlem. İcra ve İflas Hukukunda İmzaya İtiraz ve İmzaya İtirazın Sonuçları. Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 2006, s. 20

13 YAZAR, Özlem. a.g.e. s. 21

14 Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2013/14561 Esas, 2013/23198 Karar sayılı ve 20/06/2023 Tarihli Kararı “Somut olayda, alacaklının icra takibine dayanak yaptığı 30.09.2010 tarihli muhasebe hizmetlerine dair sözleşmede karşılıklı edimler yer almakta olup, kayıtsız şartsız borç ikrarını içermemekte ve dolayısıyla İİK. nun 68/1. maddesinde yazılı nitelikte bir belge değildir. Bu durumda alacaklı anılan belgeye dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceğinden ve alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir”

15 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. a.g.e. s. 259

16 YAZAR, Özlem. a.g.e. s. 40

17 Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2020/4730 Esas, 2021/1918 Karar Sayılı ve 2/3/2021 Tarihli Kararı “..davalının imza örnekleri alınacağından, duruşma gün ve saatinde mazeretsiz bir şeklide hazır olmadığı, mazereti olup da mazeretini mahkemeye bildirilmediği veya duruşmaya katılıp da imza örneklerini vermediği takdirde imza inkarından vazgeçmiş sayılacağı” ihtarının yazılmasının istendiği, talimat mahkemesince bu meşruhatı içeren davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen, davalının mazeretsiz bir şekilde duruşmaya katılmadığı, davacının imza inkarından vazgeçmiş sayıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.”

18 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. a.g.e. s. 262

19 YAZAR, Özlem. a.g.e. s. 52

20 YAZAR, Özlem. a.g.e. s. 54

21 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. a.g.e. s. 265

22 UYAR, Talih. İcra Hukukunda Borçtan Kurtulma Davası, TBB Dergisi, Sayı 58, 2005, 323

23 UYAR, Talih. a.g.e. s. 328

24 UYAR, Talih. a.g.e. s. 329

25 SOMER, Zeynep. İcra ve İflas Hukukunda Borçtan Kurtulma Davası. İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Anabilim Dalı, Medeni Hukuk Yüksek Lisans Programı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2021, s. 37

26 SOMER, Zeynep. a.g.e. s. 32

27 YAZAR, Özlem. a.g.e. s. 87

28 PEKCANITEZ, Hakan / ATALAY, Oğuz/ ÖZEKES, Muhammet. a.g.e. s. 44

29 ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder / TAŞPINAR AYVAZ, Sema / HANAĞASI, Emel. a.g.e. s. 467

30 TAMER, Yıldız. Kiralanan Taşınmazların İlamsız İcra Yoluyla Tahliyesi. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel Hukuk Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Kayseri, 2022, s. 53

31 TAMER, Yıldız. a.g.e. s. 54

32 TAMER, Yıldız. a.g.e. s. 55

33 TAMER, Yıldız. a.g.e. s. 68

34 TAMER, Yıldız. a.g.e. s. 69

35 TAMER, Yıldız. a.g.e. s. 71

36 TAMER, Yıldız. a.g.e. s. 72