İhtiyati Tedbir

ihtiyati tedbir medeni usul bal avukat

I.İhtiyati Tedbir Tanımı

Bazı durumlarda dava sonucunda, davacı tarafın dava konusu mal veya hakka ulaşması tehlikeye düşebilir. Örneğin davalı, dava sırasında dava konusunu üçüncü bir kişiye devredebilir. İşte bu gibi durumların önlenmesi için dava sırasında veya öncesinde çekişmeli mal veya hakkın güvence altına alınmasına yarayan tedbire ihtiyati tedbir denir.

Başka bir deyişle ihtiyati tedbir, kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukukî durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş, geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukukî korumadır.1

İhtiyati tedbir dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra istenebilmektedir. Karar verildikten sonra kararın etkisinin devam edebilmesi ve uygulanabilmesi için bazı şartların yerine gelmesi gerekmektedir.

II. İhtiyati Tedbirin Şartları

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389’uncu maddesinde düzenlendiği üzere mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişim nedeniyle hakkın elde edilmesinin zorlaşacağından veya imkansız hale geleceğinden veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağından endişe edilmesi halleri ihtiyati tedbirin genel şartları olarak sayılmıştır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire konu olan bir hakkın olmasıdır. İkinci olarak bir ihtiyati tedbir nedeni olmasıdır.2

İhtiyati tedbir kararı yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında verilebilmektedir. Dava konusu olmayan şeyler üzerine tedbir konulamaz. Yargıtay bir kararında bu durumu şöyle ifade etmiştir: “Eldeki davada tedbir konulan mal, hak vs. ile ilgili davacılar ile ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı … arasında uyuşmazlık bulunmadığı halde ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru olmamıştır.3

III. İhtiyati Tedbirin Uygulanabileceği Durumlar

1. Taşınır Mallar Üzerine İhtiyati Tedbir Konulması

Talep üzerine dava konusu olan taşınır bir malın dava sırasında üçüncü kişiye devrinin önlenmesi amacıyla yediemine teslimine karar verilebilmektedir.

Mahkemenin bu kararını uygulayacak olan icra müdürü, malı davalıdan alıp yediemine teslim eder. Taşınır mal, yedieminde olduğu sürece taraflardan hiçbiri tedbir kalkana kadar taşınır mal üzerinde tasarrufta bulunamaz.

2. Taşınmazlar Üzerine İhtiyati Tedbir Konulması

Dava konusu ve üzerinde çekişme bulunan şey bir taşınmaz ise mahkeme, dava süresince taşınmazın başkasına devrine yasaklanmasına karar verebilmektedir. Bu yasağa ilişkin ihtiyati tedbir kararı tapu kütüğüne şerh verilir. Bu aşamadan sonra artık davalı taşınmazı başkasına devredemez. Fakat böyle bir ihtiyati tedbir kararı İcra ve iflas Kanunu’na göre yapılan satışları engellemez.4

3. Çekişmeli Mal veya Hakkın Muhafaza Altına Alınması

Mahkeme, ihtiyati tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması için gerekli her türlü tedbire karar verebilmektedir. Örneğin dava konusu şeyin mühürlenmesi ve kilit altına alınması gibi.

4. Bir Şeyin Yapılması veya Yapılmaması

Mahkeme, ihtiyati tedbir yoluyla bir şeyin yapılmasına veya yapılmamasına karar verebilmektedir. Örneğin tedbire konu mal üçüncü kişinin elinde ise malın hiç kimseye verilmemesi için üçüncü kişiye ihtarda bulunulması, el atmanın önlenmesi davalarında taşınmaza müdahale edilmemesi gibi.5

5. Gecikme Sebebiyle Bir Sakıncanın veya Ciddi Bir Zararın Doğacağından Endişe Edilmesi Hali

Bu hal pek çok şekilde görülebilir. Örnek olarak davacının taşınmazın kendine ait olduğunu iddia ettiği tescil davasında davalının taşınmaz üzerinde yaptırmakta olduğu inşaatın ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını isteyebilir ve mahkeme de dava sonuçlanana kadar inşaatın durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verir.

IV. İhtiyati Tedbir Talebi ve İhtiyati Tedbir Kararı

1. Görevli ve Yetkili Mahkeme

Dava açılmadan önce talep eden, ihtiyati tedbiri asıl uyuşmazlık bakımından görevli ve yetkili olan mahkemeden ister. Görevsiz veya kesin yetki kurallarına göre yetkisiz bir mahkemeden tedbir talep edildiğinde mahkemenin bu talebi reddetmesi, kesin yetkili değil ise ancak tedbire itiraz edilmesi üzerine bu konuda bir karar vermesi gerekir.6

Dava açılmadan önce talep edilmesi üzerine mahkeme ihtiyati tedbire karar verirse, talep eden, ihtiyati tedbiri talep ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde esas hakkındaki davasını açmak zorundadır. Aksi takdirde ihtiyati tedbir kendiliğinden kalkar.

Dava açıldıktan sonra ise davacı ihtiyati tedbiri yalnızca esas davanın görüldüğü mahkemeden talep eder.

2. İhtiyati Tedbir Talebi

İhtiyati tedbir dava açılmadan önce istenebileceği gibi dava açıldıktan sonra da talep edilebilmektedir. Dava açılmadan önce ihtiyati tedbir, ileride davayı açacak olan davacı tarafından esas hakkında görevli ve yetkili mahkemeden talep edilebilir. Dava açıldıktan sonra ise davacı veya vekili davanın görüldüğü mahkemeden talep eder.7

İhtiyati tedbir talebinde bir dilekçede bulunması gereken hususların yanı sıra ihtiyati tedbire esas olan hak ile hangi ihtiyati tedbir sebebine dayanıldığı somut ve açık olarak gösterilmelidir. Talep eden bunların delillerini belirtilmeli ve elinde olanları mahkemeye sunmalıdır. Talep eden ne tür bir tedbir istediğini de talebinde belirtmek durumundadır. Dava açarken ihtiyati tedbir talep ediliyorsa, dava dilekçesinde yer alması gereken ve asıl uyuşmazlığa ilişkin hususlar dışındaa davacının ihtiyati tedbir sebeplerini, buna ilişkin olayları ve talep ettiği tedbiri de belirtmelidir. Bu durumda tedbir için ayrıca harç ödenmeyecektir.8

3. Haklı Olma Şartı (Yaklaşık İspatın Yeterli Görülmesi)

İhtiyati tedbir talep eden taraf davanın esası yönünden haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat etmek durumundadır. Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil; kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir. Nitekim Yargıtay da uygulamaları da bu şekildedir: “ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüş olup…9

4. İhtiyati Tedbir Talebinin İncelenmesi

Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbir talebini mahkeme basit yargılama usulüne göre inceler.

Mahkeme ihtiyati tedbir kararını karşı tarafı dinlemeden de verebilmektedir. Hukuk muhakemeleri Kanunu’nun 390’ıncı madde gerekçesinde bu durum şöyle açıklanmıştır: “Geçici hukuki korumaların ivedilikle verilmesi ihtiyacı ile bazen karşı tarafa haber verildiğinde etkisini bertaraf edecek bir sonucun doğması sebebiyle , karşı taraf dinlenmeden de ihtiyati tedbire karar verilebilmesi kabul edilmiştir. Karşı taraf dinlenilmeden karar verildiği haller, hukuki dinlenilme hakkından tamamen vazgeçildiği anlamına gelmez. Daha sonra karşı tarafa tanınan itiraz imkanı ile hukuki dinlenilme hakkı gerçekleştirilmiş olur.” Buna göre acele veya davacının hakkının derhal korunması zorunlu olan hallerde hakim karşı tarafı dinlemeden de ihtiyati tedbire karar verebilmektedir.10

5. İhtiyati Tedbir Talebinin Reddi

İhtiyati tedbir talebini mahkeme haklı görmezse talebin reddine karar verir. Mahkeme ret kararlarını gerekçeli olarak verir. İhtiyati tedbir talep eden kişi talebinin reddi kararına karşı istinaf yoluna başvurma hakkına sahiptir. İstinaf mahkemesi başvuruyu kesin olarak karara bağlar ve bu karar temyiz edilemez. 11

6. İhtiyati Tedbir Kararı

Tedbir isteyen tedbirinde haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat ederse, mahkeme ihtiyati tedbir kararı verir. Bu kararı gerekçeli olarak verir. Fakat mahkeme, kararı verirken asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette bir karar veremez. Davanın esası hakkındaki hükmünü peşinen açıklamaktan kaçınmalıdır.12

Dava açılmadan önce talep edilmesi üzerine ihtiyati tedbir kararına ilişkin giderler, ancak asıl davada istenebilmektedir. Ayrı bir dava ile istenemez. Dava açıldıktan sonra istenen ve verilen ihtiyati tedbir kararlarında tedbir isteyen lehine ayrıca harç ve vekalet ücretine karar verilemez.13

İhtiyati tedbir kararı verilmesi, adli tatilde de görülebilen işlerdendir.

7. Teminat Gösterilmesi

İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Bu hüküm uyarınca teminat sadece karşı tarafın değil aynı zamanda tedbirden etkilenen üçüncü kişilerin uğrayacakları muhtemel zararlara karşı da öngörülmüştür. Mahkeme teminatın şeklini ve tutarını serbestçe takdir eder. Bu durumda hakim teminatın şeklini ve tutarını her somut olayın koşullarına göre takdir edecek ve kararında belirtecektir.14

Hakim ihtiyati tedbir talebinde bulunan tarafı teminat göstermekten muaf tutabilmektedir. Bu hüküm uyarınca ihtiyati tedbir talebi resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini de açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına karar verebilecektir. Asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davasının açılmaması üzerine teminat iade edilmektedir.15

V. İhtiyati Tedbir Kararının Uygulanması

1. Talep Süresi

İhtiyati tedbir talep eden taraf, ihtiyati tedbir kararının uygulanabilmesi için kararın kendisine tebliğ veya tefhiminden itibaren bir hafta içinde icra dairesine veya mahkeme yazı işleri müdürlüğüne başvurmak zorundadır. Aksi halde tedbir kararı kendiliğinden kalkar.

2. İhtiyati Tedbir Kararını Uygulayacak Merci

İhtiyati tedbir kararını uygulayacak olan merci Kanunun 393’üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre mahkeme kararında aksini belirtmedikçe asıl görevli olan merci icra daireleridir. Ancak mahkeme kararında belirtmek suretiyle mahkeme yazı işleri müdürünü de görevli kılabilmektedir. Kanunda bu şekilde düzenleme olmasına karşın uygulamada tapu kaydına ya da trafik siciline bir tedbirin işletilmesi, mahkemece yazılan müzekkere ile mümkün olabilmektedir. Doktrinde de bu şekildeki uygulamanın geçerli olacağı kabul edilmiştir.16

Yetki konusunda ise seçimlik hak tanınmıştır. Kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki mercie başvurulabileceği gibi tedbire konu mal ya da hakkın bulunduğu yerdeki mercie de talepte bulunulabilir. Tedbiri uygulayan memur hakkında yapılacak olan şikayet, icra dairesinin bağlı bulunduğu İcra Mahkemesi’ne değil ihtiyati tedbir kararını veren mahkemeye yapılmaktadır.17

HMK’nın 393’üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkrasına göre tedbiri uygulayan memurun, gerekli olduğu durumlarda zor kullanma ve bu yönde tüm kolluk kuvvetlerini ve köylerde muhtarları görevlendirme yetkisi vardır. Tedbiri uygularken de tutanak tutması gerekir. Neticede bu tutanağı tedbir uygularken hazır bulunmayan taraflara ve üçüncü kişilere tebliğ etmesi gerekir.18

3. İhtiyati Tedbir Kararına Muhalefetin Cezası

İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse, bir aydan altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılmaktadır. Söz konusu yargılamada görevli ve yetkili mahkeme, esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa, ihtiyati tedbir kararı veren mahkeme; esas hakkındaki dava açılmışsa, bu davanın görüldüğü mahkemedir. İhtiyati tedbir kararları sadece bu kararın tarafları için değil, üçüncü kişiler için de bağlayıcıdır.19

İhtiyati tedbir kararlarına aykırı davranılması sonucunda verilen disiplin hapsi kararlarına karşı kanun yoluna başvurulurken, her ne kadar cezaya yönelik bir hüküm kurulduğu için kanun yolu incelemesinin Yargıtay ceza dairesi tarafından yapılacağı düşünülse de, kanun yolu incelemesi Yargıtay hukuk dairelerince yapılmaktadır.20

VI. İhtiyati Tedbirin Sona Ermesi

1. İki Hafta İçinde Dava Açılmamış Olması Nedeniyle

Dava açılmadan önce ihtiyati tedbir talep eden kişi, talep ettiği tarihten itibaren iki hafta içinde davasını açmazsa ihtiyati tedbir kendiliğinden kalkar. İhtiyati tedbir fiilen uygulanmaya başlanmışsa tedbirin kalkması bunu icra eden memurdan istenmektedir. Neticede memur ise tedbirin kalkması için gerekli işlemleri yapar.

2. İtiraz Üzerine İhtiyati Tedbirin Sona Ermesi

Kanun koyucu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 394’üncü maddesinin birinci fıkrasında karşı taraf dinlemeden verilmiş olan ihtiyatî tedbir kararlarına itiraz edilebileceği, aksine karar verilmedikçe itirazın icrayı durdurmayacağını hükme bağlamıştır. Daha önce bahsedildiği üzere, ihtiyatî tedbire karşı tarafın dinlenilmesinde sakınca bulunan durumlarda mahkeme, karşı tarafı dinlemeden de karar verebilmektedir. Böyle bir durum söz konusu ise, karşı taraf ihtiyatî tedbir kararına karşı itiraz yoluna başvurabilmektedir. İhtiyatî tedbir kararı verilirken dinlenilmeyen tarafın hukukî dinlenilme hakkı itiraz yolu ile sağlanmış olur. Ancak ihtiyatî tedbir kararı, karşı taraf dinlenilerek verilmişse bu durumda itiraz yoluna başvurulamaz. Ancak istinaf kanun yoluna başvurulması mümkündür. Karşı taraf dinlenilmeden ihtiyatî tedbir kararı verilmişse, karşı taraf önce itiraz yoluna başvuracaktır. Bu itiraz üzerine ortaya çıkan karar hala aleyhine ise o zaman kanun yoluna başvurabilecektir.21

İtirazla ilgili madde metninde kanun yolu ifadesi kullanılmış ancak hangi kanun yolu olduğu belirtilmemiştir. Uygulamada uzunca bir süre ihtilaflar yaşanmış kimi Yargıtay daireleri başvuruları incelerken, kimi reddetmiştir. Nihayetinde 2014 yılında Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu “İlk derece mahkemelerinden verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağını” kabul etmiştir.22

a) İtiraz Süresi

İtiraz süresi bir haftadır. Bir haftalık süre, karşı taraf ihtiyatî tedbirin uygulanması sırasında hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren başlar. Ancak hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın kendisine tebliğinden itibaren başlar. Buradaki bir haftalık süre hak düşürücü bir süredir; süreyi geçirenin artık itiraz hakkı olmayacaktır. Bu noktada belirtilmelidir ki, ihtiyatî tedbir kararına itiraz bir ön kanun yolu değildir. Hukukî dinlenilme hakkını sağlamaya yönelik bir hukukî çaredir.23

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 394’üncü maddesinde dinlenilmeden aleyhinde ihtiyatî tedbir kararı verilen tarafın hangi sebeplere dayanarak itiraz edebileceği sıralanmıştır. Bunlar: ihtiyatî tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata itirazdır. Üçüncü kişiler yalnızca ihtiyatî tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. Mahkemenin yetkisine itiraz etme hakları yoktur. İhtiyatî tedbir kararına karşı itiraz tedbir kararını veren mahkemeye yapılmaktadır. İhtiyatî tedbire itiraz talebi iletilen mahkeme, itirazı duruşma yaparak inceler. Taraflar davet edilmelerine rağmen duruşmada hazır bulunmazlarsa, mahkeme itirazı dosya üzerinden inceleyerek kararını verir. Aksine karar olmadıkça itiraz kararın icrasını durdurmaz.24

3. Teminat Karşılığında İhtiyati Tedbirin Sona Ermesi

Aleyhine tedbir kararı verilen veya hakkında tedbir kararı uygulanan kişiler, mahkemece kabul edilecek teminatı gösterirse, mahkeme, duruma göre tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verebilir. Bu hükümden tedbir sebebiyle menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de yararlanabilmektedir.

Teminatın tutarı, tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına göre belirlenir. Türü ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 87’nci maddesine göre tayin edilir. Mahkeme teminatın tutarını belirlerken tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını göz önüne alarak bir serbestçe takdirde bulunacaktır.25

Tedbirin değiştirilmesi ya da kaldırılması için teminat gösterilmesi tek başına yeterli değildir. Durum ve şartların da bunun için uygun olması gerekir. Bunu da mahkeme takdir edecektir. Ayrıca mahkeme bu konuda karar verirken tarafların menfaatlerini göz önünde bulunduracaktır. Hakim tedbirin değiştirilmesine karar verebileceği gibi kaldırılmasına da karar verebilektedir. Ancak mahkeme tedbirin kaldırılmasına ya da değiştirilmesine karar vermek zorunda değildir. Gerekçesini belirterek talebi reddedebilmektedir. Tedbir, teminat karşılığında kaldırılsa da esasen tedbir, gösterilen teminat üzerinde devam eder.26

Mahkemenin teminat gösterilmesi üzerine verdiği ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına ilişkin kararlar hakkında kanun yoluna başvurulamaz. Zira bu kararlar ihtiyati tedbir kararının özüyle ilgili değildir. Ayrıca bu hususta itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabileceğini belirten 394’üncü maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmamıştır.27

4. Koşulların Değişmesi Nedeniyle İhtiyati Tedbirin Sona Ermesi

İhtiyatî tedbirin verildiği tarihten sonra, tedbirin verilmesini zorunlu tutan şartlarda bir değişiklik olduğu kesinse, bu değişikliğe paralel olarak ihtiyatî tedbirin de değiştirilmesi veya kaldırılması gerekmektedir. Daha önce itiraz eden taraf dahi şartların değişmesi sebebiyle yeniden itiraz edebilmektedir. Hâl ve şartlar değiştiğinde tedbirin değiştirilmesi ya da kaldırılması için talepte bulunulması şart olarak aranmıştır. Tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması durumunda da mahkemenin değiştirme ve kaldırma gerekçesini edilen taleple bağlantı olarak ortaya koyması gerekmektedir.28

Durum ve koşullarda değişiklik bakımından verilen karara karşı kanun yolu kapalıdır. Çünkü; durum ve koşulların değişmesi, hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgilidir. Nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir durum olması ve aynı zamanda aynı yargılama sürecinde, birden fazla durum ve koşulların değişmesi sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması ihtiyatî tedbirin amacına aykırılık oluşturacaktır.29

VII. Haksız İhtiyati Tedbir Nedeniyle Tazminat Davası

İhtiyati tedbir talep eden tarafın bu tedbiri haksız olarak koydurduğu anlaşılırsa, tedbir dolayısıyla zarara uğrayan karşı taraf veya üçüncü kişi, bu zararın giderilmesini ayrı bir tazminat davasıyla isteyebilir.

Haksız yere ihtiyati tedbir koydurmanın sorumluluğu haksız fiil sorumluluğuna benzetilmektedir. Bu nedenle kural olarak haksız fiil hakkındaki hükümler burada da uygulanır. Bundan dolayı haksız ihtiyati tedbirden doğan tazminat davasının şartları haksız fiil hakkındaki hükümlerden yararlanılarak belirlenecektir.

Sorumluluğun Şartları:30

  • İhtiyati tedbir kararının kural olarak icra edilmiş olması gereklidir. Zira ihtiyati tedbir kararının verilmiş olması yeterli değildir. Ancak, tedbir kararı icra edilmeden bir zarar ortaya çıkmışsa, bu durumda tazminat talep edilebilmektedir.
  • İhtiyati tedbir kararı haksız olarak alınılmalıdır. Haksız olarak alınıp alınmadığı ise asıl davanın sonucunda belli olacaktır. İhtiyati tedbir koyduran taraf davayı kaybetmişse ihtiyati tedbir haksız demektir. Haklı olarak ihtiyati tedbir kararı alınmışsa tazminata hükmedilmez. Yargıtay kararları da bu yöndedir: “…davalının el atmanın önlenmesine ilişkin talebinde haklı olduğu, müdahalenin alınan karar sonrası giderildiği ve ihtiyati tedbir kararının verildiği anda haklı gerekçeye dayandığı anlaşıldığına göre davalının tazminatla sorumlu tutulmuş olması doğru değildir.31 Yine ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkması veya itiraz üzerine kaldırılması lehine tedbir kararı verilen tarafın tazminat yükümlülüğünü doğuracaktır.
  • Aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmış ve icra edilmiş olan karşı tarafın veya bir üçüncü kişinin bu haksız ihtiyati tedbirden bir zarar görmüş olması gerekir.

Haksız tedbirle, ortaya çıkan zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Zarar, haksız ihtiyati tedbir kararının yerine getirilmesinin bir sonucu olmalıdır. Eğer ki zarar ile haksız ihtiyati tedbir kararının yerine getirilmesi arasında bir bağlantı bulunmuyorsa lehine ihtiyati tedbir kararı verileni tazminle sorumlu tutmak mümkün olmayacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, tüm mal varlıklarına el koyulması nedeniyle satış yapamayıp ticari zarara uğrayan davacının uğradığı zarar ile ihtiyati tedbir arasındaki illiyet bağını kanıtlayamadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin tazminata hükmeden direnme kararını bozmuştur.32

Türk doktrininde de kabul edildiği üzere haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat taleplerinde kusursuz sorumluluk esası geçerlidir. Buna göre haksız ihtiyati tedbir koydurtmuş olan tarafın kusuru olmasa da bunun sonuçlarından sorumlu olacaktır. Yargıtay’ın da aynı görüşü yansıtan kararları mevcuttur: “…kural olarak haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan bu giderim borcunun doğumu için de kusur aranmamaktadır.33

İhtiyati tedbirden etkilenen üçüncü kişiler de bu tedbirden zarar görmüşlerse, tazminat davası açabilme imkanları vardır. Bu dava, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılacaktır. Genel mahkemelerde görülen bu davada genel yargılama hükümleri uygulanacak ve verilen kararlara karşı, bu çerçevede kanun yoluna başvurulabilecektir.

Mahkeme, yaptığı inceleme sonunda, şartların oluştuğu kanaatine varırsa, tazminat talebini kabul ederek davalı aleyhine karar verecektir. Bu durumda tazminat talep eden, alacağını öncelikle, tedbir kararı verilirken tedbir isteyenin yatırdığı teminattan alacaktır. Ancak, asıl hükmün kesinleşmesinden veya tedbir kararının kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davasının açılmaması halinde teminatın iade edileceği de burada unutulmamalıdır. Tazminat davası açma hakkı da, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar.34

VIII. İhtiyati Tedbir Kararı Verilemeyecek Durumlar

Uygulamada sıklıkla ihtiyati tedbir kararı verilemeyecek hallerde bu tedbire hükmedildiği görülmektedir. Yaygın olarak ihtiyati hacizle karıştırılmaktadır. İhtiyati haciz de her ne kadar geçici hukuki koruma niteliğinde olsa da İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiştir. Ancak muhteviyatı ihtiyati tedbirden farklıdır. Karşılaştırmalı olarak inceleyecek olursak;

İhtiyati tedbirde tedbire konu olan şey üzerinde çekişme bulunan dava konusudur, İhtiyati hacizde ise tedbiren haczedilen mal veya haklar alacaklının açtığı veya açacağı bir davanın konusu değildir. Üzerinde çekişme yoktur. Dava konusu olmayan mal veya hak üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilemez.

İhtiyati haciz yalnızca para ve teminat alacakları için talep edilebililmektedir. Buna karşın ihtiyati tedbir para dışındaki uyuşmazlık konularında mahkemeden talep edilebilmektedir. Mahkemenin önüne gelen taleplerin nitelendirilmesi hatalı yapılmış olsa da uygulanacak olan hukuku re’sen tespit etmesi gerektiği hususu yargıtay kararlarında da ifade edilmiştir: “…davacı vekili her ne kadar ihtiyati tedbir istemiş ise de, davacının amacı para alacağını teminat altına almak olduğuna göre, HMK 33 üncü maddesindeki “uygulanacak hukuk normunun resen hakimce tespit edilmesi ve uygulanması hakime aittir” ilkesi gereğince talep hakkında ihtiyati haciz hükümlerinin uygulanması ve bu hükümler çerçevesinde talebin değerlendirilmesi gereklidir.”35

İhtiyati tedbirde çekişmeli ve dolayısıyla dava konusu olan şey hakkında önleyici nitelikte tedbir alınır. Buna karşılık ihtiyati hacizde, alacaklıya henüz kesin haciz isteme yetkisinin gelmediği bir dönemde alacaklının para alacağının ödenmesi güvence altına alınır.

Taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulduğu takdirde, aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen kimse bu taşınmazı satamaz. Oysa ihtiyati hacizli bir taşınmazı borçlu satabilekte veya üzerinde başkaca bir hak tesis edebilmektedir.

İhtiyati haciz kararından sonra alacaklı, borçlu hakkında dava açmaya mecbur değilidir. İcra takibinde de bulunabilir. Ancak ihtiyati tedbir kararı alan kimse ise yalnızca dava açabilmektedir.

Medeni Usul Hukuku Yayınlarımız

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawyer.com

whatsApp →

Kaynakça

AKYAYLA, Ayşegül. İhtiyati Tedbirin Başvuru Şartları, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, İstanbul 2019.

KURU, Baki/ AYDIN, Burak. Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Ankara 2021.

MISTAÇOĞLU, Yasemin. Medeni Yargılama Hukukunda İhtiyati Tedbir Yargılaması, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı, İstanbul 2016.

PEKCANITEZ, Hakan/ ATALAY, Oğuz/ ÖZEKES, Muhammet. Medenî Usûl Hukuku, Ankara 2013.

SEVEN, Elif. İhtiyati Tedbire İlişkin Güncel Yargı Kararları Işığında Bir Değerlendirme, İzmir Barosu Dergisi, Sayı 2. Ağustos 2022.

Dipnotlar

1 PEKCANITEZ, Hakan/ ATALAY, Oğuz/ ÖZEKES, Muhammet. Medenî Usûl Hukuku, Ankara 2013, s. 619

2 KURU, Baki/ AYDIN, Burak. Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Ankara 2021, s. 1265

3Davacılar vekili, davalıların açtıkları çukurun etrafında gerekli güvenlik önlemini almamaları nedeniyle, desteklerinin çukura düşme sonucu ölümünden dolayı maddi ve manevi tazminat isteminde bulunarak davalıların mal kaçırmasını önlemek için mal varlıklarına ihtiyati tedbir konulmasını istemişlerdir. Mahkemece, ara karar ile davalı … adına kayıtlı iş makinaları ve hafriyat araçları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. …Eldeki davada tedbir konulan mal, hak vs. ile ilgili davacılar ile ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı … arasında uyuşmazlık bulunmadığı halde ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru olmamıştır. İhtiyati tedbir kararının itiraz eden yönünden kaldırılması gerekirken yazılı gerekçe ile isteminin reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.” Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2013/13824 Esas, 2013/16460 Karar, 28.10.2013 Tarihli Karar.

4 KURU, AYDIN, a.g.e. s. 1266

5 KURU, AYDIN, a.g.e. s. 1267

6 PEKCANITEZ, Hakan/ ATALAY, Oğuz/ ÖZEKES, Muhammet. Medenî Usûl Hukuku, Ankara 2011, s. 624

7PEKCANITEZ, ATALAY, ÖZEKES, a.g.e. s. 624

8 PEKCANITEZ, ATALAY, ÖZEKES, a.g.e. s. 624

9 Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 2012/436 Esas, 2012/7 Karar, 10.1.2012 Tarihli Karar.

10 KURU, AYDIN, a.g.e. s. 1275

11 Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 2013/1 Esas, 2014/1 Karar 21.2.2014 Tarihli Karar.

12 KURU, AYDIN, a.g.e. s. 1276

13 KURU, AYDIN, a.g.e. s. 1276

14 MISTAÇOĞLU, Yasemin. Medeni Yargılama Hukukunda İhtiyati Tedbir Yargılaması, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2016, s. 33

15 MISTAÇOĞLU, a.g.e. s. 35

16 AKYAYLA, Ayşegül. İhtiyati Tedbirin Başvuru Şartları, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2019 s. 28

17 AKYAYLA, a.g.e. s. 29

18 AKYAYLA, a.g.e. s. 30

19 MISTAÇOĞLU, a.g.e. s. 66

20 MISTAÇOĞLU, a.g.e. s. 67

21 SEVEN, Elif. İhtiyati Tedbire İlişkin Güncel Yargı Kararları Işığında Bir Değerlendirme, İzmir Barosu Dergisi, Sayı 2. Ağustos 2022, s. 457

22 Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu, 2013/1 Esas, 2014/1 Karar 21.2.2014 Tarihli Karar.

23 SEVEN, a.g.e. s. 458

24 SEVEN, a.g.e. s. 459

25 MISTAÇOĞLU, a.g.e. s. 76

26 AKYAYLA, a.g.e. s. 24

27 MISTAÇOĞLU, a.g.e. s. 77

28 SEVEN, a.g.e. s. 460

29 SEVEN, a.g.e. s. 461

30 MISTAÇOĞLU, a.g.e. s. 79

31 “Her ne kadar mahkemece fen bilirkişisinden alınan ek raporda hali hazırda toprağın zeminden kaldırılmış olması nedeniyle müdahale olmadığı gerekçesiyle tedbirin haksızlığına hükmedilmiş ise de, tedbir kararının verildiği tarihte davacıya ait taşınmazda yapılan inşaat nedeniyle davalının taşınmazına müdahalede bulunulduğu, bu nedenle …Hukuk Mahkemesinin 2010/495 esas sayılı dosyasında el atmanın önlenmesi davasının kabulü ile müdahalenin giderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Şu durumda, davalının el atmanın önlenmesine ilişkin talebinde haklı olduğu, müdahalenin alınan karar sonrası giderildiği ve ihtiyati tedbir kararının verildiği anda haklı gerekçeye dayandığı anlaşıldığına göre davalının tazminatla sorumlu tutulmuş olması doğru değildir.” Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2018/3970 Esas, 2019/3419 Karar, 19.6.2019 tarihli Karar.

32Her ne kadar mahkemece davacı şirketlerin banka hesapları üzerine işlenen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle zararın oluştuğu kabul edilmiş ise de Hazine tarafında açılan dava sırasında sadece davacı şirketlere ait bir kısım araçların trafik kayıtları üzerine üçüncü kişilere devir ve temliklerinin önlenmesi bakımından tedbir konulmuş olup, banka kayıtları bakımından verilen bir tedbir kararı bulunmamaktadır. …Banka kayıtları bakımından verilen bir ihtiyati tedbir kararı olmadığından şirketlerin banka ya da özel finans kuruluşları aracılığıyla ticarî işlemleri yapmasına engel bir durum olduğu söylenemez. Kaldı ki, davacı şirketlerin stoklarında bulunan kum tüvenan malzemenin satışını engelleyecek bir ihtiyati tedbir kararının varlığı da söz konusu değildir. …Açıklanan bu duruma göre davacı şirketler, ihtiyati tedbir sebebiyle gerçek bir zarara uğradıklarını kanıtlayamamıştır. Eş söyleyişle; davacı şirketlerin, kumların telef olması sebebiyle uğradıklarını iddia ettikleri zarar ile mevcut ihtiyati tedbir kararı arasında kanunun aradığı manada uygun illiyet bağının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/1441 Esas, 2021/1501 Karar, 25.11.2021 Tarihli Karar.

33 Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, 2012/9119 Esas, 2014/3790 Karar, 13.2.2014 Tarihli Kararı

34 MISTAÇOĞLU, a.g.e. s. 81

35 Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, 2016/6242 Esas, 2016/4085 Karar, 23.2.2016 Tarihli Karar