El Atmanın Önlenmesi Davası

el atmanin onlenmesi davasi

I. El Atmanın Önlenmesi Davası

El atmanın önlenmesi davasının amacı, malikin mülkiyet hakkından doğan yetkilerini dilediğince kullanabilmesinin temin edilmesidir. Malikin mülkiyet hakkına konu olan şey üzerinde dilediği gibi;

  • Kullanma,
  • Yararlanma,
  • Tasarrufta bulunma yetkisi vardır.

Malikin mülkiyet hakkının sağladığı bu yetkileri bir müdahale olmaksızın dilediğince kullanabilmesini temin etmek amacıyla el atmanın önlenmesi davası düzenlenmektedir. Malik bu davayı eşyası üzerindeki tam hakimiyetini tekrar tesis etmek için açmaktadır. Aynı zamanda müdahalenin tekrarlanması da engellenmek istenmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nun 683’üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” şeklinde el atmanın önlenmesi davası düzenlenmektedir.

El atmanın önlenmesi davası, en çok taşınmazlarla ilgili gündeme gelmektedir. Üçüncü kişinin müdahalesi, yapma veya yapmama şeklinde bir davranıştır. Malik, bu yapma veya yapmama davranışını dava yolu ile engellemektedir. Müdahalenin el atmanın önlenmesi davasıyla önlenebilmesi için haksız olması gerekmektedir.

Taşınmaz mülkiyetine gerçekleşen müdahalenin taşınmaza;

  • Duman,
  • Toz,
  • Koku,
  • Gürültü,
  • Su,
  • Böcek girmesi gibi olumlu bir müdahale ya da taşınmaza;
  • Hava,
  • İnsan,
  • Güneş ışığı gibi unsurların girmesinin önlenmesi,
  • Manzarasının kapatılması gibi olumsuz bir müdahale şeklinde gerçekleşebilmektedir.
Olumsuz müdahaleler; manzara kapatma, ışığı engelleme, giriş çıkışı zorlaştırma gibi çeşitlerde meydana gelebilmektedir. Taşınmaza haksız yapı inşa edildiyse veya fuzuli şagil tarafından işgal edildiyse de el atmanın önlenmesi davası açılmaktadır.

El atmaya başka örnekler;

  • Ağaç dikmek ve baraka yapmak,
  • Hafriyat dökmek,
  • Sera yapmak,
  • Ev yapmak,
  • Demir korkuluk yapmak,
  • Taşınmazın karşısına baz istasyonu kurulmasının sağlığı tehdit etmesi olarak da sayılmaktadır.

El atmanın önlenmesi davasında taşınmazın üzerine ev, sera, korkuluk, baraka yapıldıysa bunların yıkılması talep edilmektedir. Buna, kal istemi denmektedir. Duman, toz, koku geliyorsa bunun engellenmesi talep edilmektedir.

El atmanın önlenmesi davasında kural olarak zamanaşımı veya hak düşürücü süre mevcut değildir. Fakat herhangi bir zamanaşımı öngörülmemiş olsa da somut olay bazında açılan davanın dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ediyor olması ve bu sebeple reddedilmesi mümkündür. Müdahale uzun süre devam ediyorsa ve malikin müdahalede bulunanda korunmaya değer bir güven oluşturmuşsa davanın kötü niyetli olduğuna sonucuna varılabilmektedir.

El atmanın önlenmesi davası, sadece haksız müdahalenin sona ermesi için açılmaktadır. Bu dava, verilen zararları kapsamamaktadır. Malik, uğradığı zararı da talep etmek istiyorsa el atmanın önlenmesi davasıyla beraber tazminat davası da açabilmektedir.

II. El Atamanın Önlenmesi Davası Açmanın Şartları

Davanın açılabilmesi için ilk şart, mülkiyet hakkına bir müdahalede bulunulmasıdır. Malikin mülkiyet hakkına konu olan taşınmazından gereği gibi faydalanamaması gerekmektedir.

El atmaya malikin rızası veya haklı bir sebep olmaması gerekmektedir. Hukuki sınırları aşan bir yetki kullanımı olması gerekmektedir. Malikin dava açmasının hakkın kötüye kullanımı olarak nitelenecek bir durumda olmaması gerekmektedir. Müdahaleye kanunen ya da anlaşmaya dayalı bir şekilde katlanma yükümlülüğü olmamalıdır.

Malikin kanundan doğan;

  • Komşu araziden taşan bitkilere,
  • Doğal olarak akan suların akışına katlanma yükümlülüğü ,
  • Orman ve mer’aya girme,
  • Zorunluluk halleri,
  • Taşkın yapı hakkı,
  • Zorunlu geçit hakkı,
  • Kaynak hakkı gibi bir katlanma yükümlülüğü mevcut olmamalıdır.

El atmanın önlenmesi davasına konu olabilecek bir engel olmanın mevcudiyeti incelenirken gerçekleşen engellemenin önemsizliği ya da bunun önlenmesi için gerekli masrafların büyüklüğü bir önem taşımamaktadır.

El atmanın önlenmesi davası genel olarak daha önce meydana gelen ve dava anında hala mevcut olan müdahalelerin ortadan kaldırılması amacıyla açılabilmektedir. Şu anda devam etmeyen müdahalelere karşı açılamamaktadır. Fakat istisnai olarak müdahalenin yakın bir gelecekte muhakkak veya yüksek ihtimalle gerçekleşeceğinin ispatı ile ileride gerçekleşecek müdahalelere karşı açılması da açılabilmektedir.

Davada, davacının davaya konu hakka sahip olduğunu ve bu hakka bir saldırı bulunduğunu ispatlaması gerekmektedir. El atmanın önlenmesi davasının koşullarından birisi davalının kusurlu olması değildir. Bu sebeple davalının kusurunu ispat etmesi gerekmemektedir.

III. El Atmanın Önlenmesi Davasında Davacı ve Davalı

El atmanın önlenmesi davasını taşınmazın maliki, tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli
hakların sahipleri ve sınırlı ayni hak sahipleri açabilmektedir.

Paylı mülkiyete tabi bir taşınmazsa her paydaş, mülkiyetin sağladığı yetkilerden birisi olan el atmanın önlenmesi davasını tek başına açabilmektedir. Paydaşlar, davayı birbirlerine karşı da açabilmektedirler. Fakat bu durumda müdahalenin bulunup bulunmadığı tespit edilirken taşınmazdan nasıl yararlanılacağına ilişkin tapuya kütüğüne şerh edilmiş bir karar bulunup bulunmadığına bakılmaktadır. Böyle bir anlaşma yoksa paydaşlar arasında harici bir taksim veya fiili bir kullanma biçimi bulunup bulunmadığı tespit edilmektedir. Bu da yoksa dava kabul edilebilmektedir.

Haksız yapı halinde el atmanın önlenmesinde ise istisnai bir durum söz konusudur. Paylı mülkiyete konu bir taşınmaza dikilen bir haksız yapı ya da taşkın yapı söz konusu olduğunda eğer paydaşların kullanımına bırakılan kesimleri belirleyen bir anlaşma ya da fiili bir durum yoksa bu yapının yıkımı için açılacak davada tüm paydaşların davaya taraf olmaları gerekmektedir.

Elbirliği mülkiyeti halinde de ortaklığa dahil olan mala gerçekleşen el atmanın önlenmesini her bir ortak isteyebilmektedir. Ortaklar, aynı şekilde birbirlerine karşı da dava açabilmektedir.

Davalı, haksız müdahaleyi gerçekleştiren kişidir. Birden fazla kişi tarafından gerçekleştirilen bir müdahale varsa el atmanın önlenmesi davası bu kişilere ayrı ayrı veya birlikte açılabilmektedir. Dava devam ederken davalı tarafın ölmesi halinde ise davaya mirasçılara karşı devam edilmektedir.

IV. El Atmanın Önlenmesi Davası Hangi Mahkemede Açılır?

El atmanın önlenmesi davasında görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Bu mahkeme kesin yetkilidir. El atmanın önlenmesi davası, taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde açılmaktadır.

V. El Atmanın Önlenmesi Davasında Yargılama Sonunda Verilecek Hüküm ve İcrası

El atmanın önlenmesi davasının kabul edildiği durumda yargılama sonucunda davalı bir şeyi yapmaya ve yapmamaya mahkum edilmektedir. Davacının müdahalelerden kurtarılması ile birlikte davalıya en az zarar verecek önlemler tercih edilmektedir. Mevcut müdahaleye karşı alınabilecek önlemler bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmektedir. Bunlar arasından hakim tarafından tarafların menfaatleri de göz önünde bulundurularak en uygununa karar verilmektedir.

Müdahalenin tekrarlanması veya yeni müdahaleler meydana gelmesi halinde davacı, yeniden dava açabilmektedir. Her yeni müdahale mülkiyet hakkına yeni bir ihlal teşkil etmektedir. Önceki davada hükmedilen tedbirlerin müdahaleyi önlemeye yeterli olmaması halinde de yeniden dava açılabilmektedir.

Mahkemenin yapma veya yapmamaya ilişkin hükmü, icraya konularak icra edilmektedir. El atmanın önlenmesi davası sonunda alınan kararın kesinleşmeden icra edilebilip edilemeyeceği kararın türüne göre belirlenmektedir. El atmanın önlenmesi hükmü taşınmazın aynına ilişkin ise kesinleşmeden icraya konulamamaktadır. Fakat taşınmaz aynının ihtilaflı olmadığı;

  • Fuzuli işgal sebebine dayanan el atmanın önlenmesi,
  • Sürekli ve yüksek sesli gürültü,
  • Rahatsız edici koku şeklinde ortaya çıkan müdahaleleri konu alan hükümler kesinleşmeden icraya konulabilmektedir.

VI. El Atmanın Önlenmesi Davasına Konu Taşınmazın Devri

Dava devam ederken, malik tarafından taşınmaz üçüncü bir kişiye devredilebilmektedir. Bu durumda taşınmazı devralan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçebilmektedir. Bu şekilde dava kaldığı yerden devam etmektedir.

Avukat Ece Deniz VARDAR

Gayrimenkul Hukuku Yayınlarımız

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawyer.com

whatsApp →