Tebligat ve Tebligatın Usulsüzlüğü

tebligat ve tebligatin usulsuzlugu

I. Tebligat Nedir?

Tebligat, idari kurumlar ve yargı mercileri, mahkemeler, tarafından ilgili kişiye görevli memur aracılığı ile gönderilen; bilgilendirme ve belgelendirme özelliği bulunan bir usul işlemidir. Bununla beraber Tebligt ile ilgili Kanun ve Yönetmelik hükümleri tamamen şeklidir. Ve gerek tebliğ işlemi gerekse tebliğ tarihi ancak Kanun ve Yönetmelikte emredilen şekillerle yapılabilmektedir. Bu sebeple Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur.1

Tebligat Kanunu ile Yönetmeliğinde öngörülen şekilde işlem yapılmadıkça tebliğ memuru tarafından yapılan yazılı beyan onun sözünden ibaret kalmaktadır. Ayrıca belgelendirilmiş sayılmamaktadır. Genel olarak yazılı tebligat, bir davaya ilişkin işlemleri o davayla ilgili kişilere bildirmek için, mahkemelerce kanuna uygun biçimde yapılan bir belgelendirme işlemidir. Dolayısıyla, Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Kanunun ve Yönetmeliğin belirlediği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatların usulsüz olacağı Yargıtay içtihatlarında açıkça vurgulanmıştır.2

Tebligat yapılan kişi muhatap olarak adlandırılmaktadır. Muhatap gerçek veya tüzel kişi olabilmektedir. Tebligat kural olarak muhatabın kendisine yapılmaktadır. Bununla beraber tüzel kişiler adına çıkarılan tebliğler, muhatap tüzel kişinin organlarını oluşturan gerçek kişilere yapılmaktadır.3

Hak arama özgürlüğü ve savunmanın yapılabilmesinin ilk koşulu da tebligattır. Bir yargılama sırasında taraflar, yargılama hakkındaki ilk bilgilere ve bunun sonucunda iddia ve savunma yapma haklarına ancak usulüne uygun tebligat ile kavuşabilecektir. Ve bu şekilde savunma yapılabilecektir. Fakat bunun tersi olarak geçerli ve usulüne uygun bir tebligat olmaksızın yargılama yapılması ise, savunma hakkının ihlali anlamına gelir.4

II. Usulsüz Tebligat

Usulsüz tebligat, tebligatın kanun ve yönetmelikler ile mevzuatta belirtilen usul çerçevesinde yapılmamış olan tebligattır. Aslında usulsuz tebligat ile geçersiz tebligat aynı şeyler değildir. Usulüne aykırı yapılan tebligat mutlaka geçersiz değildir. Tebligat Kanunu’nun 32’nci maddesinde tebligatı muhatabın öğrenmiş olması, tebligatı geçerli kılar. Ancak tebligat usulsüz olduğundan muhatabın öğrendiğini bildirdiği tarih, tebliğ tarihi sayılmaktadır. Ayrıca usulsüz tebligatı alan ve öğrendiğini bildiren tarafın kendisine yeniden ve usulüne uygun bir tebligat çıkarılmasını istemek veya bunu beklemek gibi bir hakkı bulunmamaktadır.5

Usulsüz tebliğin geçerli hâle gelebilmesi için muhatabın usulsüz tebliği öğrenmiş olduğunu beyan etmesi gerekir. Bu bağlamda muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği bu tarih, tebliğ tarihi sayılmaktadır. (Örneğin borçlu ödeme emrine itiraz ederken) tebligatın usulsüz olduğunu bildirmemişse icra mahkemesi, tebligatın usulüne uygun olup olmadığını kendiliğinden inceleyemez.6

Usulsüz tebligat şikayetlerini icra mahkemesi inceler. Bununla bağlamda icra müdürünün, icra mahkemesinin yerine geçerek tebligatın usulüne uygun olup olmadığını denetleme yetkisi bulunmamaktadır.7

III. Bilinen Adreste Tebligat

Tebligat Kanunu’nun 10’uncu maddesinde; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.” hükmüne yer verilmiştir.

Tebligat Kanunu’nun 10’uncu maddesine göre; önce muhatabın bilinen en son adresine tebligat çıkarılması zorunludur. Bu adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21’inci maddesinin ikinci fıkrasına göre tebligat çıkarılabilmektedir.8 Eğer ki bilinen adrese tebligat çıkartılmadan MERNİS adresine doğrudan tebligat çıkarılırsa, bu tebligat usulsüz olacaktır.9

Kişinin bilinen adresi, savcılık aşamasında veya mahkemede beyan ettiği10 adres olabilmektedir. Soruşturma, kovuşturma veya yargılama aşamasında kişi tarafından adresi beyan edilmişse, bu adres bilinen adres sayılmaktadır. Bu bağlamda önce bu adrese tebligat yapılması gerekmektedir.

IV. Vekile Tebligat

Tebligat Kanunu’nun 11’inci maddesinde; “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır. Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır. Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icabetmedikçe bu mümessillere yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılmaktadır. Ayrıca davayı vekil takip ediyor ise tebligatların tümü vekile yapılmaktadır. Bu bağlamda müvekkile tebligat yapılması kanuna aykırıdır. Bu sebeple tebliğ hükümsüz olduğundan, kanun yoluna başvurma için süre de işlemeye başlamaz.11

Vekalet ilişkisi, vekil edenin ölümüyle sona erer. Böyle bir durumda artık tebligatların vekile değil vekilin mirasçılarına yapılması gerekir. 12 Fakat ölümü durumunda vekalet ilişkisinin sona ermesi müvekkilin menfaatlerini tehlikeye düşürecekse vekilin vekaleti geçici olarak devam ettiğinin kabulü gerekir.13

İcra takibinde borçlu, vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiğinde itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asile (borçluya) tebliğ edilmesi gerekmektedir.14

Vekilin azledildiği veya çekildiğine dair dosyada herhangi bir bilgi, beyan veya dilekçe bulunmadığı sürece her tebligat vekile yapılmalıdır.15 Vekili ile vekalet veren arasındaki ilişki son bulursa, tebligat dosyadan çekilen veya istifa eden vekile tebligat yapılamaz. Bu durumda asile tebligat yapılmalıdır.16

V. Tebligat Kanunu’na Göre Muhatabın Geçici Olarak Başka Yere Gitmesi

Tebligat Kanunu’nun 20’nci maddesinde; “13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Tebligatı alacak olan kişiler, muhatabın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memurunca durum ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ tutanağına yazılmaktadır. Ardından altı imzalattırılmaktadır. Tebliğ edilecek evrak, beyanda bulunan kişiye verilmektedir. Bu kişiler, tebliğ evrakını kabule mecburdurlar; almaktan veya imzadan kaçınırlarsa, tebliğ yapan, durumu tutanağa yazar ve imzalar.

Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları ve tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazmaktadır. Ardından imzalamakta ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim etmektedir. Ayrıca teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren on beş gün sonra yapılmış sayılmaktadır.17

Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılmaktadır. Tebliğ memurunca, muhatap varken, daimi memur veya işçisine tebligat yapılamaz. Aksi halde, yapılan tebliğ usulsüz olur.18

Bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenlerin adına o yerdeki daimî memur veya müstahdemlerinden birine tebliğin yapılabilmesi için, tebliğ yapılan sırada muhatabın orada geçici olarak bulunmadığının tespit edilerek tebliğ tutanağına yazılması gerekmektedir. Ayrıca hangi sebeple tebligatın başkasına yapıldığı, tebligat yapılacak kişinin orada bulunup bulunmadığı tespit edilmeden daimi çalışana yapılan tebliğ işlemi, usulsüzdür. 19

 Şirketlere tebligat yaparken, kanunlara ve statülerine göre belirlenen yetkili temsilcilerine, eğer tüzel kişinin yetkili temsilcisi yoksa veya evrakı bizzat alamayacak bir halde ise; görev itibariyle temsilciden sonra gelmekte olan kimse veya evrak müdürü gibi bu işle görevlendirilen bir kişiye, o da yoksa tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılmaktadır. Eğer tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekir.20

İşyerinde daimi çalışan olmayan, sigorta kaydı bulunmayan veya fiili olarak daimi çalışmayan kişiye de tebligat yapılırsa usulsüz olur21

Tebligat Kanunu’nun 16’ncı maddesine göre, kendisine tebliğ yapılacak kişi adresinde bulunmamakta ise tebliğ kendisi ile aynı konutta oturmakta olan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılmaktadır.

 Tebligat, muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeden aynı konutta oturan kişiye veya hizmetçisine tebliğ edilemez. 22 Ayrıca tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmaması halinde, hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazarak tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalatmak suretiyle tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunan kişiye vermelidir. Bu kişinin beyanını imzadan kaçınması ve tebliğ evrakını kabul etmemesi halinde, tebliğ memurunca bu husus tutanağa yazılıp imzalanarak tebligat evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edilmemekte ve teslim edilen kişinin adresini içeren ihbarname gösterilen adresin kapısına yapıştırılmaktadır.23

Tebligat Kanunu’nun 20’nci maddeye göre tebligat yapılabilmesi için adreste Tebligat Kanunu’nun 13, 14, 16, 17, 18’inci maddesinde yazılı kişiler tarafından muhatabın muvakkaten başka yere gittiğinin belirtilmesi gerekmektedir. Ancak Kanunda bu kişiler arasında “komşu” sayılmamaktadır. Bu bağlamda komşuya 20’nci maddeye göre tebligat yapılmaktadır. Bununla beraber tebligat teslim edilememektedir.24

VI. Tebliğ İmkansızlığı ve Tebellüğden İmtina

Tebligat Kanunu’nun 21’inci maddesinin birinci fıkrasında; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Tebligat Kanunu’nun 21’inci maddesi, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki adreste bulunmama, diğeri ise tebellüğden imtinadır. Tebligat görevlisi tarafından belirtilen adrese gidildiğinde adresin doğru olduğu ancak muhatap ya da muhatap adına tebliği almaya yetkili diğer kimselerin adreste bulunmadığının tespit edilmesi halinde tebliğ imkansızlığı, adreste bulunan kimseler tarafından tebliğ evrakının kabulden kaçınılması halinde ise tebellüğden imtina söz konusu olur.25

Muhatap veya yerine tebligat yapılacak kimseyi bulamayan tebligat memurunun, önce o kimsenin sürekli mi geçici mi o adreste bulunmadığını araştırma yükümlülüğü bulunmaktadır. Ardından bulunmama sebebini doğru şekilde araştırma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu araştırma, özellikle muhatabın geçici belirli bir süre mi, yoksa tamamen mi adresten ayrılmış olup olmadığını tespit bakımından önemlidir. Bu bağlamda araştırmayı yapıp tutanağa geçirmelidir. Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak;en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya, imza karşılığı haber verilip 2 numaralı ihbarnamenin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilmektedir.26

Tebligat Kanunu’nun 21’inci maddesinin birinci fıkrasına göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, (2) numaralı ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir.

Tebligat Kanunu’nun 21’inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiştir.

Kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu’nun 21’inci maddenin birinci fıkrasına göre tebligat çıkartılmaktadır. Eğer ki adres tebligata elverişli olmazsa ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine, buna ilişkin şerh verilmekte ve Tebligat Kanunu’nun 21’inci maddenin ikinci fıkrasına göre tebligat çıkarılmaktadır.27

Tebliği çıkaran mercinin tebligat zarfı üzerine yazdığı adresin tebliğe çıkarma tarihinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olması yeterli olup, tebliğin yapıldığı tarihte tebligat yapılan adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olmaması tebliğin usulsüzlüğü sonucunu doğurmamaktadır.28

Tebliğ evrakına, muhatabın adresinin adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olduğunun yazılmadan tebliğ memuru kendiliğinden muhatabın adresinin adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olduğu belirtilmek suretiyle 21/1’e göre tebligat yapamamaktadır. Tebligat Kanunu’nun 21’inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için adreste bulunmama yönündeki beyanın kime ait olduğu tebliğ belgesine yazılarak beyanda bulananın imzasının alınması, beyanda bulunanın imzadan çekinmesi halinde de bu cihet tebliğ memuru tarafından şerh ve imzası ile tasdik edildikten sonra; tebliğ evrakının imza karşılığı muhtara teslimi ile 2 nolu ihbarnamenin kapıya yapıştırılması işlemlerinin tamamlanması gerekir.29

Tebliğ memurunca muhatabın adreste bulunmaması halinde, muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği hususları tespit edilip tutanağa yazılmaktadır.30

Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30’uncu maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri hâlinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.” Hükmüne yer verilmiştir.

Haber bırakılan komşu, kapıcı veya yöneticinin kim olduğunun ve adının tebliğ memuru tarafından tutanağa yazılıp imzalanması gerekmektedir. Ayrıca sorulan ve haber bırakılan kişinin açık kimliğinin tebliğ parçası üzerinde yer alması zorunludur. Bu bağlamda kişi, imzadan imtina edilebilmektedir. Fakat isimden imtina edememektedir.31

Tebligat parçasında sadece muhatabın adreste bulunmadığının yazması yeterli değildir. Bununla beraber adresten kısa süreli mi yoksa geçici olarak mı ayrıldığının da yazması gerekir.32 Ayrıca muhatabın neden adreste bulunmadığı hususu da araştırılıp yazılmalıdır.33

Haber verilen kişinin de imzası alınmazsa, imzadan çekindiğine dair bir açıklamanın tebliğ mazbatasında yazması gerekir.34

(2) numaralı ihbarnamenin da örneğe uygun olarak düzenlenerek adresteki kapıya yapıştırılması gerekir. İhbarnamenin düzenlenerek muhatabın kapısına yapıştırılmaması durumunda tebligat geçersizdir.35

VII. Tebligat Kanunu’na Göre İlanen Tebligat

Kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılmaktadır. Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilmektedir. Bununla beraber tespit ettirebilmektedir. Fakat yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılmaktadır. Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. İlânen tebligat, bu maddedeki usuller izlendikten sonra başvurulacak son çaredir.

Tebligat Kanunu’nun 28’inci maddesinde; “Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir. Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icabettiren ahvalde tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malüm adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar.” hükmüne yer verilmiştir.

İlan suretiyle tebliğ, tebliği çıkartacak merciin verdiği karar üzerine; kendisine tebliğ yapılacak kişinin en güvenilir bir şekilde öğrenmesini sağlayabilecek ve varsa tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde yayımlanan bir gazetede ve elektronik ortamda Basın İlan Kurumu vasıtasıyla yapılmaktadır. Muhatabın en güvenilir bir şekilde öğrenmesini sağlayabileceği umulan gazete, tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerde yayımlanan bir gazete ise, ayrıca bir diğer gazete ile ilan yapılmamaktadır. Bu bağlamda tebliğ olunan evrak ve ilan sureti bir ay süreyle tebliği çıkaran mercide herkesin kolayca görebileceği bir yere asılmaktadır.

Merci, gerekirse, ikinci defa ilan yapılmasına karar verebilmektedir. İkinci ilan da (a) ve (b) bendi hükümlerine göre yapılmaktadır. Ayrıca İki ilan arasındaki süre bir haftadan az olamaz. Bununla beraber ikinci ilan, gerekiyorsa yabancı ülke gazeteleriyle de yaptırılabilmektedir. Adresi yabancı ülkede bulunanlara ilan yoluyla tebliğ yapılmasını gerektiren hallerde, tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı ülkede bulunan kişinin varsa bilinen en son adresine, ayrıca, iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasında saklamaktadır.

İlanda, alakalıların ad ve soyadları, işleri, ikametgah veya mesken yahut iş yerleri, tebliğ olunacak evrak muhteviyatının hulasası, tebliğin anlaşılabilecek şekilde mevzuu, sebebi, ilanın hangi merciden verildiği, ilan daveti tazammun ediyorsa nerede ve ne için, hangi gün ve saatte hazır bulunulacağı yazılmaktadır. İlanen tebliğ, son ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılmaktadır. Ayrıca ilanen tebliğe karar veren merci, icabına göre daha uzun bir müddet tayin edebilmektedir. Ancak, bu süre 15 günü geçemez.

İlanen tebligat yapılabilmesi için öncelikle muhatabın adresinin yöntemince araştırılması ve sonucunda adresin meçhul olduğunun belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu bağlamda muhatapların adresleri araştırılmadan ilanen tebligat yapılamaz.36

Tebligat Kanunu’nun diğer hükümlerine göre kendisine tebligat yapılabilen kimsenin adresi meçhul sayılmamaktadır ve ilan yoluyla tebliğ yapılamamaktadır. Bununla beraber ticaret sicil memurluğunda adres bulunduğu sürece ticaret şirketine ilanen tebligat yapılamaz. Ticaret sicil memurluğunda adres bulunmuyorsa ancak bu durumda ilanen tebligat yapılmaktadır.37

Adres araştırma biçimi, kısıtlı değildir. Tebliği çıkaran merciin ayrıca adres soruşturmasını resmi ve özel kuruluşlardan yapması gerekir. Adres tespitini resmi kuruluşlar, nüfus, tapu idareleri, belediye, kişinin çalıştığı kurum ile ticaret ve sanayi odaları gibi özel kuruluşlardan da yapabilmektedir. Araştırma sonucunda tebligata yarar adres saptanamamışsa ilanen tebliğ yoluna gidilebilmektedir. Muhatabın adresinin meçhul olması halinde ise, gazetede ilan yapılması yeterli olmamaktadır. Ayrıca aynı ilanın tebliği çıkaran mercide herkesin kolayca görebileceği bir yere asılması da zorunludur.38

VIII. Tebligat Kanunu’na Göre Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti

Tebligat Kanunu’nun 35’inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrasında; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Dördüncü ve beşinci fıkrasında ise; “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır. Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 57’nci maddesinin dördüncü fıkrası ise “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından ana statü, sicil, tüzük ve kuruluş senedi gibi resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.

Şirketlerin adresini değiştirmesi halinde adres değişikliğini Ticaret Sicil Memurluğuna bildirmesi gerektir. Bu bağlamda değişiklik bildirimi bulunmazsa ticaret sicilinde kayıtlı adrese yapılan 35’e göre tebligat usule uygun olur.39

 Şirketin son adresi bilinmiyor ise tebligat ticaret sicilindeki adrese, adres değiştirmiş ise ticaret sicil gazetesindeki yeni adresin yayımından itibaren bu yeni adrese yapılmaktadır. Bununla beraber şirketlerin de öncelikle bilinen adreslerine tebligat çıkarılması gerekir. Daha önce çıkarılan ve tebliğ edilemeden iade edilen bir tebligat bulunmadan ticaret sicilinde kayıtlı adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35’inci maddesine göre yapılan tebligat usulsüz olmaktadır. 40

 Adi ortaklık söz konusuysa tüm ortakların bilinen adreslerine tebligat yapılması gerekir.41

Tarafça mahkemeye bildirilen adrese çıkarılan tebligatın iade edilmesinden sonra mahkeme tarafından adres kayıt sistemindeki adresin araştırılması gerekir. Mahkemece böyle bir araştırma yapıldıktan sonra MERNİS sistemine kayıtlı adresi olmayan gerçek kişiye 35’e göre tebligat yapılabilmektedir. Ayrıca adres kayıt sisteminden MERNİS adresi araştırılmadan 35’e göre tebligat yapılamaz.42

Şirket iflas halindeyse, iflas halinde olan müflis şirketin sicilde kayıtlı olan adresine Tebligat Kanunu 35’inci maddesi kapsamında yapılan tebligat usulsüzdür. Müflis şirket iflas idaresine tebligat yapılması gerekir.43

Avukat Ece Deniz VARDAR 

Medeni Usul Hukuku Yayınlarımız

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawyer.com

whatsApp →

Dipnotlar

1 Yargıtay HGK., E. 2020/733 K. 2022/525 T. 12.4.2022.

2 Yargıtay HGK., E. 2017/2509 K. 2017/1306 T. 8.11.2017.

3 Yargıtay HGK., E. 2021/481 K. 2022/986 T. 22.6.2022.

4 Yargıtay HGK., E. 2017/2509 K. 2017/1306 T. 8.11.2017.

5 Yargıtay HGK., E. 2018/255 K. 2021/1724 T. 21.12.2021.

6 Yargıtay HGK., E. 2018/255 K. 2021/1724 T. 21.12.2021.

7 Yargıtay HGK., E. 2018/255 K. 2021/1724 T. 21.12.2021.

8 Yargıtay HGK., E. 2015/1332 K. 2018/473 T. 14.3.2018.

9 Yargıtay 12. HD., E. 2022/9470 K. 2023/2335 T. 4.4.2023, Yargıtay HGK., E. 2013/1372 K. 2014/1065 T. 17.12.2014.

10 Yargıtay 10. HD., E. 2022/6081 K. 2022/12283 T. 12.10.2022.

11 Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 10.07.1940 tarih, E:1940/7, 1940/75 K.

12 Yargıtay 7. HD., E. 2022/4839 K. 2022/7450 T. 5.12.2022.

13 Yargıtay HGK., E. 2014/662 K. 2015/781 T. 21.01.2015.

14 Yargıtay İBBGK., E. 2021/1 K. 2022/3 T. 3.6.2022.

15 Yargıtay HGK., E. 2014/622 K. 2016/493 T. 6.4.2016.

16 Yargıtay HGK., E. 2014/297 K. 2015/1740 T. 24.6.2015.

17 Yargıtay HGK., E. 2021/534 K. 2021/1338 T. 4.11.2021.

18 Yargıtay HGK., E. 2017/2434 K. 2021/932 T. 6.7.2021.

19 Yargıtay HGK., E. 2017/2285 K. 2021/855 T. 29.6.2021, Yargıtay HGK., E. 2017/1177 K. 2020/182 T. 18.2.2020, Yargıtay HGK., E. 2017/243 K. 2019/1061 T. 15.10.2019.

20 Yargıtay HGK., E. 2014/2091 K. 2017/313 T. 22.2.2017, Yargıtay HGK., E. 2017/2299 K. 2018/1853 T. 6.12.2018.

21 Yargıtay 12. HD., E. 2022/8808 K. 2023/1973 T. 23.3.2023.

22 Yargıtay 12. HD., E. 2023/768 K. 2023/1947 T. 22.3.2023.

23 Yargıtay HGK., E. 2017/2434 K. 2021/932 T. 6.7.2021.

24 Yargıtay HGK., E. 2017/2299 K. 2018/1853 T. 6.12.2018.

25 Yargıtay HGK., E. 2021/481 K. 2022/986 T. 22.6.2022.

26 Yargıtay HGK., E. 2022/126 K. 2022/160 T. 17.2.2022.

27 Yargıtay 12. HD., E. 2022/9325 K. 2023/2175 T. 29.3.2023.

28 Yargıtay HGK, 2018/12-166E, 2021/1611 K.

29 Yargıtay HGK., E. 2015/3091 K. 2016/548 T. 27.4.2016.

30 Yargıtay HGK., E. 2017/2490 K. 2021/856 T. 29.6.2021, Yargıtay HGK., E. 2015/2827 K. 2016/843 T. 22.6.2016, Yargıtay HGK., E. 2013/644 K. 2014/284 T. 12.3.2014.

31 Yargıtay HGK., E. 2017/1674 K. 2020/322 T. 2.6.2020, Yargıtay HGK., E. 2017/2210 K. 2019/483 T. 18.4.2019, Yargıtay HGK., E. 2019/630 K. 2022/1087 T. 29.6.2022.

32 Yargıtay HGK., E. 2017/349 K. 2020/1031 T. 15.12.2020.

33 Yargıtay HGK., E. 2017/1506 K. 2020/320 T. 2.6.2020.

34 Yargıtay HGK., E. 2017/1582 K. 2018/792 T. 18.4.2018.

35 Yargıtay HGK., E. 2014/1101 K. 2016/562 T. 27.4.2016.

36 Yargıtay 1. HD., E. 2021/5492 K. 2023/784 T. 13.2.2023.

37 Yargıtay HGK., E. 2020/225 K. 2020/1002 T. 8.12.2020, Yargıtay HGK., E. 2015/2878 K. 2019/456 T. 16.4.2019.

38 Yargıtay HGK., E. 2014/293 K. 2014/434 T. 2.4.2014, Yargıtay HGK., E. 2014/293 K. 2014/434 T. 2.4.2014, Yargıtay HGK., E. 2013/672 K. 2013/791 T. 29.5.2013.

39 Yargıtay HGK., E. 2014/187 K. 2016/14 T. 20.1.2016.

40 Yargıtay HGK., E. 2020/621 K. 2023/736 T. 5.7.2023, Yargıtay Kararı – HGK., E. 2021/770 K. 2021/1353 T. 9.11.2021.

41 Yargıtay HGK., E. 2016/1257 K. 2021/498 T. 15.4.2021.

42 Yargıtay HGK., E. 2020/626 K. 2021/435 T. 6.4.2021.

43 Yargıtay HGK., E. 2015/2302 K. 2018/375 T. 28.2.2018.