Hukuk Davalarında Dava Şartları

hukuk davalarinda dava sartlari

I. Dava Şartları Nedir?

Dava şartları, bir davanın esası hakkında inceleme yapılması ve karar verilebilmesi için varlığı veya yokluğu zorunlu olan şartlardır. Davanın şartları dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için gerekli olan şartlardır.

Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.

Mahkeme kural olarak dava şartlarını ön inceleme aşamasında inceler. Fakat ön inceleme aşamasında fark edilmemiş bir dava şartı noksanlığı varsa sonradan da hakim bunun giderilmesini isteyebilmektedir. Veya davayı usulden reddedebilmektedir. Dava şartı eksikliği giderilebilecek ise hakim kesin süre vererek tamamlanmasını istemektedir. Tamamlanabilecek bir eksiklik için davanın usulden reddine karar verilememektedir. Kesin süre içinde söz konusu eksiklik giderilmezse de dava reddedilmektedir.

1. Türk Mahkemelerinin Yargı Hakkının Bulunması

Türk yargısının yetkisi, ülkenin egemenlik alanıyla sınırlı olduğundan Türk yargısına tabi olmayan kişiler veya eşyalar için açılan davalarda Türk mahkemelerinin yargı hakkı bulunmamaktadır. Bu davalar usulden reddedilmektedir. Yabancı kişiler ülkemizde dava açabilmekte ya da davalı olabilmektedir. Fakat sınırlı bir biçimde yabancı devletlerin egemenliğine giren konularda dava açılamaz.

2. Yargı Yolunun Caiz Olması

Adli yargıda görülmesi gereken davaların adli yargıda, idari yargıda görülmesi gereken davaların idari yargıda açılmasını ifade eder. Adli yargıda açılması gereken bir dava idari yargıda açılırsa dava usulden reddedilmektedir.

3. Mahkemenin Görevli Olması

Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenmektedir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. Davanın kanunla belirlenmiş görevli mahkemede açılması gerekmektedir. Aksi halde dava usulden reddedilmektedir.

4. Yetkinin Kesin Olduğu Hâllerde, Mahkemenin Yetkili Bulunması

Kural olarak yetkili mahkemede dava açmak, dava şartı değildir. İlk itirazlar kısmında ileri sürülmesi gerekmektedir. Fakat kesin yetki hallerinde, kesin yetkili mahkemede dava açılmazsa dava reddolunur. Kesin yetkili mahkemeye örnek olarak; taşınmazın aynına ilişkin davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmasını verebilmektedir.

5. Taraf Ehliyeti

Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Davanın esasına girilebilmesi için davacı ve davalının taraf ehliyetine sahip olması gerekmektedir.

6. Dava Ehliyeti ve Dava Takip Yetkisi

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 51’inci maddesinde; “Dava ehliyeti, medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Taraflardan ikisinin de dava ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri tarafından temsil edilmelidir. Tüzel kişiler ise davada yetkili organları tarafından temsil edilmektedir. Bu durumda dava şartı sağlanmış olur. Ayrıca tarafların dava ehliyetinin yanında dava takip yetkisinin de bulunması gerekmektedir.

7. Vekil Aracılığıyla Takip Edilen Davalarda, Vekilin Davaya Vekâlet Ehliyetine Sahip Olması

Davacı veya davalının vekil ile temsil edilmesi durumunda; vekilin avukat olması, vekilin davaya geçerli bir vekaletname sunması gerekmektedir.

8. Davacının Yatırması Gereken Gider Avansının Yatırılmış Olması

Davayı açarken, davacı tarafından gider avansının yatırılması da Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre dava şartıdır. Gerekli harçların ve gider avansının yatırılmaması durumunda dava usulden reddedilmektedir.

9. Teminat Gösterilmesine İlişkin Kararın Gereğinin Yerine Getirilmesi

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 84’üncü maddesinde; “Aşağıdaki hâllerde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilir: Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması. Davacının daha önceden iflasına karar verilmiş, hakkında konkordato veya uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma işlemlerinin başlatılmış bulunması; borç ödemeden aciz belgesinin varlığı gibi sebeplerle, ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun belgelenmesi. Davanın görülmesi sırasında teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması hâlinde de mahkeme teminat gösterilmesine karar verir.” hükmüne yer verilmiştir.

Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının ya da davacının daha önce iflasına karar verilmiş veya borç ödemeden aczi söz konusuysa dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması durumunda teminat yatırması zorunludur. Eğer söz konusu teminat yatırılmazsa dava şartı yerine getirilmemiş olur ve usulden reddedilmektedir.

10. Hukuki Yararın Bulunması

Davacının, davayı açmakta bir hukuki yararı bulunmalıdır. Bu yarar, hukuk düzenince kabul edilen meşru bir menfaat olması gerekmektedir. Mahkeme kararı ile kişi hukuki yarardan direk etkilenmelidir. Ayrıca hukuki yarar, davanın açıldığı tarihte ve dava sonuçlanıncaya kadar var olmalıdır. Geçmişte hukuki yararının bulunması yeterli değildir.

11. Derdest Dava Olmaması veya Kesin Hüküm Bulunmaması

Dava konusu, davacı ve davalı, davanın sebeple aynı olan ikinci bir dava açılırsa esasa girilmeden reddedilmektedir. Söz konusu dava devam etmekteyse derdest dava sayılmaktadır. Eğer kesin hüküm verilen ve sonlanan bir dava ise kesin hüküm varlığından reddedilmektedir. Aynı dava tekrar tekrar açılamaz.

12. Dava Şartı Arabuluculuk

Arabuluculuk, ihtiyari arabuluculuk ve zorunlu arabuluculuk olarak ikiye ayrılmaktadır. Zorunlu arabuluculuk, tarafların dava açmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu bulunmasıdır. Zorunlu arabuluculukta arabuluculuğa başvurmak, dava şartlarından biridir.

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/B maddesinde; “Aşağıdaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır:

a) Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.

b) Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar.

c) 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklar.

ç) Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklar.

18/B maddesinin yürürlüğe girmesi ile birlikte 01/09/2023 Tarihinden itibaren kira uyuşmazlıkları ile ilgili dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu hale gelmiştir. Eğer arabulucuya başvurmadan önce dava açarsanız, davanız reddedilecektir.

Ticari davalarda, tüketici uyuşmazlıklarında, ortaklığın giderilmesi davalarında, komşuluk hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda, işveren ve işçi arasındaki uyuşmazlıklarda arabuluculuk dava şartıdır.

Avukat Ece Deniz VARDAR

Medeni Usul Hukuku Yayınlarımız

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawyer.com

whatsApp →