Dolandırıcılık Suçu

dolandiricilik sucu

I. Dolandırıcılık Suçu ve Cezası Nedir?

Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 157’nci maddesinde; “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Suç, kişinin malvarlığı hakkını ve irade serbestisini koruma altına almaktadır. Dolandırıcılık, Kişinin nitelikli bir yalan ile aldatılarak yanılgıya düşürülmesi sonucunda kendisini kandıran kişiye para veya ekonomik olarak değeri olan taşınır veya taşınmaz vermesidir.

Dolandırıcılık suçunu işleyen kişiye bir yıl ila beş yıl arasında hapis cezası verilmektedir. Ayrıca beş bin güne karar adli para cezası da verilmektedir.

II. Dolandırıcılık Suçunun Mağduru Kimdir ve Ne Yapmalıdır?

Dolandırıcılık suçunun mağdur kandırılan, malvarlığını devreden ve zarar gören kişidir. Herkes, bu suçun mağduru olabilmektedir. Dolandırılan kişinin karakola veya adliyelerdeki savcılıklara giderek şikayette bulunması gerekmektedir. Dolandırıcılık şikayete bağlı bir suç değildir. Bu sebeple dolandırılan kişinin 6 ay sonra şikayet süresi dolmamaktadır.

Şikayetinizi yaparken delillerinizi de sunmanız ve dolandırıldığınızı kanıtlamanız önem arz etmektedir. Aksi takdirde fail ceza almayabilmektedir. Bu sebeple bir avukatla birlikte şikayet dilekçenizi vermenizi öneririz.

III. Dolandırıcılık Suçunun Fiili

1. Hileli Davranışlarla Mağdurun Aldatılması

Dolandırıcılık suçunun ilk unsuru, mağdurun aldatılmasıdır. Sadece mağdurun bilgisizliği sonucunda dolandırıcılık suçu oluşmamaktadır. Mağdurun kandırılarak malvarlığını kendisinin devretmesi gerekmektedir. Kendi rızasıyla malvarlığını vermediği durumda zaten hırsızlık veya gasp suçları oluşacaktır.

Mağdurun fail tarafından hile ile aldatılması gerekmektedir. Yargıtay’a göre hile, nitelikli bir yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmelidir.

Hilenin basit bir yalan olmaması gerekmektedir. Aldatma kabiliyetinin olması gerekmektedir. Hilenin aldatıcı kabiliyetinin olup olmadığı ise her somut olay için ayrı ayrı değerlendirilmektedir. Olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı değerlendirilmektedir.

Mağdurun hilenin varlığı konusunda zaten somut bir şüphesi varsa, dolandırıcılık suçu oluşmamaktadır. Kişinin kandırılması gerekmektedir. Yargıtay tarafından suç teşkil eden amaçları gerçekleştirmeye çalışırken dolandırılan kişilerin de mağdur olduğu ve dolandıranların cezalandırılması gerektiğine karar verilmektedir. Fuhuş yapmak amacıyla dolandırılan mağduru dolandıran failin cezalandırılması gerektiğine hükmetmiştir.

2. Mağdurun Malvarlığında Bir Zararın Olması

Dolandırıcılık suçunun oluşması için mağdurun malvarlığına ilişkin bir zararın meydana gelmesi gerekmektedir. Yargıtay tarafından meydana gelen zararın muhakkak ekonomik bir zarar olması gerektiği belirtilmektedir. Manevi bir zarar olması durumunda dolandırıcılık suçu oluşmamaktadır.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre; önceden doğan borç nedeniyle sahte çek verilmesi veya önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde dolandırıcılık suçu meydana gelmemektedir. Çünkü bir kişi hileli davranışlarla aldatılsa dahi ortada bir malvarlığı zararının olmadığına hükmetmektedir.

Aldatıldığı için herhangi bir hukuki değeri bulunmayan bir sözleşmeyle kendisini yükümlülük altına sokan kişinin de malvarlığı zarara uğramayacağından dolandırıcılık suçu oluşmamaktadır.

3. Failin Malvarlığında Bir Artış Olması ve Yarar Sağlaması

Dolandırıcılık suçunda mağdur zarara uğrarken failin de kendisine veya başkasına bir yarar sağlamış olması gerekmektedir. Failin malvarlığında ekonomik bir artış olması gerekmektedir.

Dolandırıcılık suçu bağlı hareketli suçtur. Mağdurun malvarlığında meydana gelen zarar ve failin sağladığı yarar mağdurun hileli davranışlarla hataya düşürülmesinden kaynaklanmalıdır. Zarar ve yararın başka bir nedenden kaynaklanması halinde dolandırıcılık suçu oluşmamaktadır.

Yargıtay tarafından mağdurun zarara uğraması fakat failin yarar sağlamaması durumunda suçun oluşmadığı kabul edilmektedir. Yargıtay 15.Ceza Dairesi’nin 09.07.2014 tarih ve 2014/13898 sayılı kararında; “…Sanığın bir otelde piyanist olarak çalışırken arkadaşları olan katılanlara, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda hisse alım satımı yaparak çok iyi kâr elde ettiğini, kendisine para vermeleri halinde kâr ettireceğinden bahisle kandırmak suretiyle paralarını aldığı, başlangıçta kâr payı ve kazandığına dair inandırıcı olması için küçük miktarlarda aylık bir miktar para dağıtımı yaptığı, bu şekilde daha fazla kişinin para vermesini sağladığı, ilk olarak paralarını aldığı kişilere sonrakilerden aldığı paralardan bir kısmını yine kâr payı diye dağıtıp inandırıcılığını kuvvetlendiren sanığın, bu yolla katılanlar J.T.’den 159.150 TL, M.B.Ş.’den 56.000 TL, P.Ş.’den 40.000 TL, B.B.’den 35.830 TL, P.D.’den 45.000 TL para aldığı, sonrasında aldığı bu paralar ile ortadan kaybolduğu, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, sanığın borsada yapmış olduğu işlem kayıtları bilirkişi marifetiyle incelenerek sanığın katılanlardan almış olduğu paraları borsaya yatırıp yapılan işlem esnasında zarar ettiğinin tespiti halinde eylemin hukuki ihtilaf kapsamında olacağı, alınan paraların borsada hiç işleme sokulmadığının tespiti halinde ise dolandırıcılık suçunun oluşacağı değerlendirilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.

IV. Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

1. Dini İnanç ve Duyguların İstismar Edilmesi Suretiyle Dolandırıcılık

Bu ağırlaştırıcı nedende dinin bir aldatma aracı olarak kullanılması gerekmektedir. Suçun oluşabilmesi için, dini inanç ve duyguların kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmaktadır. Bu nitelikli halde faile üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası verilmektedir.

Yargıtay tarafından;

  • Hayır işleri yapılacağı yalanıyla yarar sağlamak,
  • Yalan söyleyerek büyü yapmak ve para almak,
  • Muskacılık veya üfürükçülük yaparak karşılığında para almak,
  • Bir dernek çatısı altında gerçek olmamasına rağmen kuran kursu için para toplanacağından bahisle para toplamak,
  • Fitre ve zekat verileceğinden, cami yaptıracağından bahisle para toplanması,
  • Cem evi veya kiliseye yardım parası toplanması,
  • Cenaze için kuran-ı kerim okunacağı, arkasından zekat verileceği, dua okumanın değerli eşya üzerinden yapılacağı, ölmüşler için hayır yapılacağı gibi hallerde kişilerin iyilik ve hayır yapma duygularının istismar edilmesi nitelikli dolandırıcılık olarak kabul edilmiştir.

2. Kişinin İçinde Bulunduğu Tehlikeli Durum veya Zor Şartlardan Yararlanmak Suretiyle Dolandırıcılık

Mağdurun zor şartlarda bulunup bulunmadığı objektif şekilde değerlendirilerek karar verilmektedir. Yargıtay tarafından;

  • Failin hedefindeki mağdur çaresizlik içinde bulunmakta
  • Psikolojik baskı altında daha çok savunmasız kalmakta,
  • Kendisine uzanacak bir yardım eline her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymalıdır.

Örneğin;

  • Mağdurun trafik kazası geçirmesi,
  • Hastanede tedavi görürken kendisi veya bir yakını için acil ve yoğun bir yardıma ihtiyaç duyması,
  • Deprem sonrası ruhsal ve bedensel olarak muhtaç duruma düşmesi bu kapsamdadır.

Faile üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası verilmektedir.

3. Kişinin Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Yararlanmak Suretiyle Dolandırıcılık

Mağdurun algılama yeteneğinin az olması, akıl hastalığı olması, zeka geriliği olması hallerinde bu nitelikli hal uygulanmaktadır. Faile üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası verilmektedir.

4. Kamu Kurum ve Kuruluşlarının, Kamu Meslek Kuruluşlarının, Siyasi Parti, Vakıf veya Dernek Tüzel Kişiliklerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık

Bir kamu kurumu, siyasi parti, vakıf veya dernekte çalıştığını söyleyerek bir menfaat sağlamaya çalışan kişinin işlediği fiil başlı başına nitelikli dolandırıcılık olmamaktadır. Ayrıca bu kişinin bu kuruluşlara ilişkin sembol, kıyafet, belge gibi bir hile aracı kullanması gerekmektedir. Faile üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası verilmektedir.

5. Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Olarak Dolandırıcılık

Suçun kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde işlenebilmektedir. Suçun zarar
göreni kamu kurum ve kuruluşlarıdır. Suçun hem kamu kurum ve kuruluşları araç olarak kullanılarak, hem de kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak işlenmesi durumunda iki nitelikli halden dolayı da sorumluluk doğmaktadır. Bu nitelikli halde faile dört yıldan on yıla kadar ceza verilmektedir. Ayrıca suçtan elde ettiği gelirin iki katından az olmamak üzere adli para cezası verilmektedir.

6. Bilişim Sistemlerinin, Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık

Bilişim sistemlerinin ya da birer güven kurumu olan banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması, dolandırıcılık suçunun işlenmesi açısından kolaylık sağlamasından dolayı nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

Sistemlerin araç olarak kullanılması, genellikle internet üzerinden yapılan dolandırıcılıklarda söz konusu olmaktadır. Aldatmanın internet üzerinden gerçekleşmesi gerekmektedir. Bilişim sistemlerinin hile aracı olarak kullanmasının yanında mağdur ile failin de yüz yüze gelmemesi gerekmektedir.

İnternet üzerinden malın değerinden çok daha düşük bir fiyata satılacağı şeklinde gerçeğe aykırı haberlerin internet üzerinden link olarak gönderilmesi ve kişilerin linke tıklayıp kredi kartı bilgilerini girmesi nitelikli dolandırıcılıktır. Ayrıca failin bir başkasının e-posta veya sosyal medya hesabına girerek kendisini hesap sahibi gibi göstermek suretiyle bir kimseyi hataya düşürüp kendisine haksız yarar sağlaması da nitelikli dolandırıcılıktır.

Banka ve kredi kurumlarının dolandırıcılık suçunun işlenişinde araç olarak kullanıldığının kabulü için dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken banka veya diğer kredi kurumunun olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerinden yararlanılması ya da banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri sebebiyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılması gerekmektedir. Banka ve kredi kuruluşlarının olağan faaliyetleri;

  • Mevduat kabul etmek,
  • Kredi vermek,
  • Çek ve diğer kambiyo senetlerinin alım satımı,
  • Kredi kartları, banka kartları ve seyahat çekleri gibi ödeme vasıtalarının ihracıdır.
  • Banka ve diğer kredi kurumlarının maddi varlıkları; dekont, teminat mektubu, basılı evrak, kimlik belgesi, giriş kartı, banka cüzdanı, çek, kredi kartıdır.

Yargıtay tarafından çekin hileli davranışlarda araç olarak kullanılması durumunda nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğu kabul edilmektedir. Bu nitelikli halde faile dört yıldan on yıla kadar ceza verilmektedir. Ayrıca suçtan elde ettiği gelirin iki katından az olmamak üzere adli para cezası verilmektedir.

7. Basın ve Yayın Araçlarının Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle Dolandırıcılık

Basın ve yayın araçları; radyo, televizyon, gazete, internet gazetesi, dergi gibi kitle iletişim araçlarıdır. Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması ile dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için kişilerin yüz yüze gelmemesi gerekir. Basın ve yayın araçlarından, internetten yapılan reklam sonrası ise kişiler telefonla konuşur veya yüz yüze gelirse ve fail mağduru dolandırırsa bu nitelikli hal uygulanacaktır. Faile üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası verilmektedir.

8. Tacir veya Şirket Yöneticisi Olan ya da Şirket Adına Hareket Eden Kişilerin Ticari Faaliyetleri Sırasında; Kooperatif Yöneticilerinin Kooperatifin Faaliyeti Kapsamında Dolandırıcılık

Failin tacir olup olmadığı, ortada bir şirketin ya da kooperatifin bulunup bulunmadığı, failin kanunda belirtilen niteliklere sahip olup olmadığı, faaliyetin ticari faaliyet veya kooperatif faaliyeti olup olmadığı ve son olarak da fiilin ticari faaliyet sırasında veya kooperatif faaliyet kapsamında işlenip işlenmediği belirlenerek karar verilmektedir. Bu nitelikli halde faile üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası verilmektedir.

9. Serbest Meslek Sahibi Kişiler Tarafından, Mesleklerinden Dolayı Kendilerine Duyulan Güvenin Kötüye Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık

Serbest meslek sahiplerinin sadece meslek ve görevlerini yaptıkları sırada kendilerine duyulan haklı güveni kötüye kullanarak işledikleri dolandırıcılık fiillerinde bu nitelikli hal uygulanmaktadır. Bu nitelikli halde faile üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası verilmektedir.

10.Banka veya Diğer Kredi Kurumlarınca Tahsis Edilmemesi Gereken Bir Kredinin Açılmasını Sağlamak Maksadıyla Dolandırıcılık

Banka veya kredi kurumundan bir kredinin temini amacıyla hileli davranışlarda bulunulması ve buna dayalı olarak kredi alınması durumunda oluşmaktadır. Failin banka veya kanunen borç para vermeye yetkili bir kredi kurumunun bu konudaki yetkili kişisini aldatması için evrakta sahtecilik fiilini de işlemek zorundadır. Fakat banka görevlilerinin hataları nedeniyle kredi tahsis etmeleri durumunda kişinin herhangi bir hileli davranışı yoksa dolandırıcılık suçu oluşmaz. Bu nitelikli halde faile dört yıldan on yıla kadar ceza verilmektedir. Ayrıca suçtan elde ettiği gelirin iki katından az olmamak üzere adli para cezası verilmektedir.

11. Sigorta Bedelini Almak Maksadıyla Dolandırıcılık

Fail ile sigorta şirketi arasında hukuken geçerli bir poliçe olmalıdırç Fail, sigorta bedelini almak maksadıyla, hileli davranışlarla sigortacıyı aldatıp sigorta bedelini almaktadır. Sigortanın türü önem arz etmemektedir. Hayat veya hayat dışı sigortalar olabilmektedir. Bu nitelikli halde faile dört yıldan on yıla kadar ceza verilmektedir. Ayrıca suçtan elde ettiği gelirin iki katından az olmamak üzere adli para cezası verilmektedir.

12. Kişinin, Kendisini Kamu Görevlisi veya Banka, Sigorta ya da Kredi Kurumlarının Çalışanı Olarak Tanıtması veya Bu Kurum ve Kuruluşlarla İlişkili Olduğunu Söylemesi Suretiyle Dolandırıcılık

Fail gerçeğe aykırı olarak kendini kamu görevlisi veya güven duyulan banka, sigorta, kredi kurumu gibi kurum ve kuruluşlarla ilişkisi olduğunu söyleyerek dolandırıcılık fiilini işlerse bu nitelikli halden dolayı sorumlu olacaktır. Bu nitelikli halde faile dört yıldan on yıla kadar ceza verilmektedir. Ayrıca suçtan elde ettiği gelirin iki katından az olmamak üzere adli para cezası verilmektedir.

13. Kamu Görevlileriyle İlişkisinin Olduğundan, Onlar Nezdinde Hatırı Sayıldığından Bahisle ve Belli Bir İşin Gördürüleceği Vaadiyle Aldatarak Dolandırıcılık

Bu nitelikli halde hileli davranış failin kamu görevlileriyle ilişkisi olduğu, onlar nezdinde hatırı sayıldığı yönündeki yalanıdır. Bununla beraber belli bir işin gördürüleceği yönündeki yalan bir vaadde bulunmaktadır. Bu davranışlarla bir kimseyi hataya düşürüp kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi nitelikli dolandırıcılıktan dolayı sorumlu olmaktadır. Bu nitelikli halde faile dört yıldan on yıla kadar ceza verilmektedir. Ayrıca suçtan elde ettiği gelirin iki katından az olmamak üzere adli para cezası verilmektedir.

V. Cezayı Azaltan Sebep

Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi, cezayı azaltan bir hal olarak düzenlenmektedir. Bu durumda mağdurun şikayeti aranmaktadır. Mağdur, 6 ay içerisinde şikayette bulunmalıdır. Mağdurun şikayeti üzerine fail, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adla para cezası ile cezalandırılmaktadır.

Dolandırıcılık suçunda failin elde edeceği yararın haklı ya da haksız olması suçun oluşması bakımından önem arz etmemektedir. Fakat failin elde edeceği yararın bir hakka dayanması ve bir hukuki ilişkiden doğması cezada.
indirim sebebidir.

VI. Birden Fazla Kişi Beraber Dolandırıcılık Suçunu İşlerse Ne Olur?

Dolandırıcılık suçu birden fazla kişi birlikte işlenebilmektedir. Azmettiren ve yardım edenler de cezalandırılmaktadır. Dolandırıcılık sonucunda hileli davranışı gerçekleştiren ile yararı sağlayan kişilerin farklı olduğu hallerde, yarar sağlayan kişinin cezalandırılabilmesi için dolandırıcılık hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir. Yarar sağlayan ile hileyi gerçekleştiren kişinin birlikte suç işlemek üzere anlaşmış olması gerekmektedir.

Suçun, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılmaktadır. Ayrıca suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde dolandırıcılık suçunun işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılmaktadır.

VII. Birden Fazla Kişiyi Dolandıran Fail Daha Fazla Ceza Alır Mı?

Fail, tek bir hileli davranışla birden fazla kişiyi aldatarak davranışın muhatabı olan kişi veya üçüncü kişilerin zarara uğramasına sebebiyet vermişse zincirleme suç hükümleri uygulanmaktadır. Ayrıca aynı kişiyi değişik zamanlarda birden fazla kez dolandırmışsa da zincirleme suç hükümlerine göre cezalandırılacaktır Bu durumda cezası, 1/4 ile 3/4 arasında artırılacaktır.

Fail, farklı zamanlarda farklı kişilere karşı dolandırıcılık suçunu işlerse, mağdur sayısınca suç oluşmaktadır. Bu sebeple her bir fiilinden dolayı ayrı ayrı cezalandırılacaktır. Kaç kişiyi dolandırdıysa o kadar fazla ceza alacaktır.

Avukat Ece Deniz Vardar

Ceza Hukuku Yayınlarımız

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawyer.com

whatsApp →