Ceza Muhakemesinde Silahların Eşitliği İlkesi

silahlarin esitligi ilkesi

Özet

Silahların eşitliği ilkesi, adil yargılanma hakkının bir unsuru olup iddia ve savunma makamının eşit şartlarda yargılamada hükme etki edebilmesidir. Çalışmamın ilk bölümünde silahların eşitliği ilkesinin tanımını, tarihi kökenini ve uygulanma zamanını açıkladım.

Çalışmamın ikinci bölümünde ise;

  • Silahların eşitliği ilkesinin unsurlarını,
  • Görünüş biçimlerini,
  • Savunma makamının iddia makamı karşısında dezavantajlı duruma düşmemesi için sahip olduğu hakları anlatmaya çalıştım.

Genel Olarak Silahların Eşitliği İlkesi

I. Silahların Eşitliği İlkesinin Tanımı

Silahların eşitliği ilkesi, Anayasa’da ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan adil yargılanma hakkının bir unsurudur. Bununla beraber silahların eşitliği ilkesindeki silah; şüphelinin/sanığın isnat eden suçun konusu hakkında kendi argümanlarını sunma imkanının tanınması ve isnada dayanak teşkil eden delilleri sınayabilmesi anlamına gelir. Eşitlik ise; ceza muhakemesinde şüpheli/sanığın iddia makamı ve iddia makamı yanında yer alan katılan ile eşit şartlarda verilecek hükme etki edebilme imkanına sahip olmasını ifade eder.1

Silahların eşitliği ilkesi, ceza yargılamasında sahip olunan haklar ve yükümlülükler bakımından davanın tarafları arasında usuli bir eşitlik halinin bulunmasını ve korunmasını, ceza yargılamasındaki mücadelenin eşit silahlarla yapılması olarak tanımlanabilir.2

Yargılama makamı, iddia ve savunma makamlarına aynı mesafede durmalı ve tarafların sahip oldukları imkanlar dengeli ve dezavantaja sebep olmayacak şekilde olmalıdır. Dengeyi sağlayan araçlar ise silahların eşitliği ilkesinin araçlarıdır.3

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre silahların eşitliği, bir davaya taraf olan herkesin diğer taraf karşısında kendisini dezavantajlı konumda bırakmayacak koşullarda, iddialarını mahkemeye sunabilmesi için makul fırsata sahip olabilmesidir.4

Anayasa Mahkemesi’ne göre silahların eşitliği ilkesi;

  • Taraflar arasında hakkaniyete uygun bir dengenin sağlanmasını amaçlayan,
  • Davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması,
  • Taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olmasıdır.5

Silahların eşitliği ilkesinin amacı;

  • Adil yargılanan şüpheli/sanığın hakkın adaletli ve hükme varılması,
  • Sanık hakkında yargılama yapılırken sanığın dezavantajlı duruma düşürülmemesi,
  • Kendini savunma hakkının usuli ve maddi olarak sağlanması ve insan onuruna yaraşır bir yargılama yapılmasıdır.

Ayrıca sanığın yargılamaya aktif katılımının sağlanarak, iddia makamından daha düşük bir seviyede olmamasını sağlamaktır. 6

II. Silahların Eşitliği İlkesinin Tarihi Kökeni

Silahların eşitliği ilkesinin tarihi kökeni, itham sisteminde ortaya çıkan adli düello sistemine uzanmaktadır. Medeniyet tarihi boyunca 3 tip ceza muhakemesi sistemi ortaya çıkmıştır. Bu sistemler; “itham”, “tahkik” ve bu ikisini de bünyesinde barındıran “işbirliği” (karma) sistemidir.7

İtham sisteminde, taraflar, tamamen tarafsız bir hakim huzurunda kozlarını paylaşır. Hakim, delil toplayamaz. Burada hakimin işlevi, delilleri incelemek ve taraflar arasındaki düellonun adil şartlarda gerçekleşmesini sağlamaktır. İtham eden, ihbar eden bir kişi bulunur. Bununla beraber delilleri taraflar toplar. Anglo-Sakson hukukunda hep itham sistemi uygulanmıştır.8

Adli düello, Hıristiyan Avrupa’da 5. yüzyıl dolayların ortaya çıkmıştır. Düello, kişi hakkında tanrının hüküm vermesi esasına dayanan bir suçsuzluk sınavıdır. Ayrıca adli düelloyu yapan kişiler, eşit silahlarla karşı karşıya geçerek birbirleriyle mücadele ederlerdi. Silahların eşit olması zorunluydu ve bu konuda çok katı kurallar vardı. Burada düello, bir ispat aracı olarak kullanılmaktaydı. İtham eden ve itham edilen öncelikle yemin ederler. Daha sonra eşit silahlarla düello yapar ve düelloyu kazananın tanrısal sınava başarılı olduğu kabul edilirdi.9

Zamanla itham sisteminden tahkik sistemine geçilmiş, ithamın yerini ihbar ve re’sen araştırma almıştır. Bununla beraber sözlülüğün yerini gizlilik, yemin yardımcılarının yerini ise tanıklar almıştır.10 Tahkim sisteminde sanık, bir nesne olarak görülmüş ve sadece itiraf etmesi beklenmiştir.

Şu anda ülkemizde de uygulanan, itham ve tahkik sisteminin özelliklerini bünyesinde barındıran karma modern ceza muhakemesinde, suç isnadıyla karşılaşan kişinin de bir muhakeme süjesi olduğu anlayışı kabul edilmektedir.11

Modern sistemde, suç ile itham edilen kişi, hükmü bekleyen bir seyirci olmaktan öte yargılamanın hukuka uygun bir şekilde yürütülmesine etki etme imkanına sahip aktif bir roldedir. Ayrıca silahların eşitliği ilkesi de iddia ve savunma makamının silahlarının eşitliği anlamına gelmiştir.12

III. Silahların Eşitiliği İlkesinin Uygulanma Zamanı

Şüpheli/sanığa bir suçlamanın yöneltildiği andan, mahkemenin kararının kesinleştiği ana kadar silahların eşitliği ilkesi uygulanmak zorundadır. Kişi, suçlamayı ifadeye çağırıldığında veya iddianamenin tebliğinde öğrenebilir. Soruşturma aşamasında, ceza mahkemesinin yargılaması boyunca, istinaf ve yargıtay süresince silahların eşitliği ilkesine riayet edilmesi zorunludur. Hiçbir aşamada iddia makamına göre dezavantajlı duruma düşürülemez.13

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, suç isnadını değerlendirirken yalnızca iç hukuk ölçütlerine bakmamakta, suç isnadını Sözleşme hukuku çerçevesinde ele almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre; suç teşkil eden bir fiil işlediği konusunda yetkili bir makam tarafından bir kişiye resmen bir bildirim yapılmışsa veya şüphelinin hukuki durumunu esaslı bir şekilde etkileyen bir durum meydana gelmişse suç isnadı vardır ve kişi sanık konumuna girmiştir.14

Silahların Eşitliği İlesinin Unsurları ve Görünüş Biçimleri

I. İsnadı Öğrenme ve Hakların Bildirilmesi Hakkı

Şüpheli/sanığın suçun kendisine isnat edildiği andan itibaren isnadı öğrenme hakkı vardır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5’inci maddesinin ikinci fıkrasında yakalanan veya tutulan kişinin neden yakalandığını ve suç isnadını bilmeye hakkı olduğu düzenlenmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinin üçüncü fıkrasında da suç isnat edilen şüpheli/sanığın isnadı öğrenme hakkı ve isnadı öğrendikten sonra sahip olduğu diğer haklar düzenlenmiştir. 15

Kişinin yakalama veya tutuklanmasının hukuka uygunluğunun sınanması ve itiraz edebilmesi için suç isnadı anlatılmak zorundadır. Ceza davası açıldıktan sonra da savunmasını yapabilmek için suç isnadı ayrıntılı bir şekilde belirtilmelidir. İddianamenin sanığa tebliğ edilmesi de bu sebeple çok önemlidir.16

Şüphelinin hakları belirtilmeden savunma yapması mümkün değildir. Ayrıca savunmasını tüm haklarını bilerek yapmazsa, savunma hakkının ihlali anlamına gelir. Şüpheli/sanığın savunması onun en önemli silahıdır. Şüphelinin hakları hatırlatılmaması, hakları öğretilmelidir. Silahların eşitliğinin sağlanması için haklarının anlatılması vazgeçilmez bir unsurdur.17

II. Müdafiin Hukuki Yardımından Faydalanma Hakkı

A) Müdafi ile Görüşme ve Yazışma Hakkı

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinin üçüncü fıkrasının c bendinde suç isnat edilen kişinin; “Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek” hakkı olduğu belirtilmiştir.

Suç isnat edilen kişinin müdafi yoluyla etkin bir savunma yapması adil yargılanma hakkının ve silahların eşitliği ilkesinin temel unsurlarındandır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre, müdafi ile temsil hakkı hiçbir yargılama makamı tarafından sınırlandırılamaz.18

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre kişinin seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanma hakkının güvenceleri;

  • Kişinin müdafisini kendisinin seçebilmesi,
  • Müdafi ile her aşamada görüşme hakkı,
  • Her aşamada müdafiden hukuki yardım talep edilebilmesi,
  • Müdafinin yokluğunda alınan kendini suçlayıcı ifadelerin delil teşkil edememesidir.19

Sanığın/şüphelinin iddia makamının karşısında, delillere ulaşma bakımından yaşayacağı güçlükler ve hukuki bilgisinin eksik olması gibi haller nedeniyle dezavantajlı konuma düşmemesi için kendisini bireysel olarak savunabilmesinin yanı sıra müdafi yardımından yararlandırılması silahların eşitliği ilkesinin gereğidir.20

Müdafiin sanık veya şüpheli ile görüşme hakkı, aynı zamanda kendi kendini suçlamama hakkının da bir teminatıdır. Müdafi, sanık veya şüpheliyi hakları konusunda bilgilendirerek yargılamanın diğer süjeleri ile sanık veya şüpheli arasındaki maddi ve hukuki sebeplerden kaynaklanan dengesizliği giderir. Müdafiin tavsiyede bulunma ve hukuki bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirebilmesi, onun sanık veya şüpheliyle görüşme ve yazışma imkanına sahip olmasını gerektirir.21

Sanık veya şüphelinin müdafi ile yüz yüze ve baş başa konuşmaları gerekir. Bununla beraber savunma yöntemlerinin belirlenmesi, delillerin değerlendirilmesi için bu durum önemlidir. Söz konusu hakkın kısıtlanmaması gerekir.22 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Salduz Kararına göre; istisnai olayın özel şartları ışığında avukata erişim hakkının kısıtlanmasını gerekli kıldığı gösterilmediği sürece, kollukta şüpheli olarak ilk ifade anından itibaren şüphelinin avukata erişimi sağlanmalıdır.23

B) Müdafin Şüpheli/Sanık Hakkında Yapılan İşlemlere Katılma Hakkı

  • Şüphelinin ifadesinin alınması,
  • Keşif,
  • Teşhis ve yüzleştirme,
  • Aramada ve el konulan belgelerin incelenmesinde,
  • Uzlaştırma müzakerelerinde,
  • Duruşmada,
  • Ceza yargılamasının her safhasında müdafinin şüpheli/sanık hakkında yapılan işlemlere katılma hakkı vardır.24

Müdafiin araştırma ve delillerin toplanmasını isteme yetkisi, soru sorma yetkisi, kanun yollarına başvurma yetkisi de mevcuttur. Ayrıca müdafin yetkileri sınırlandırılmamalı ve işlemlere katılma hakkı engellenmemelidir. Bununla beraber müdafiin rolü, silahların eşitliği ilkesinin vazgeçilmez unsurudur.25

III. Dosya İnceleme Hakkı

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinin üçüncü fıkrasının b bendinde sanığın; “Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak” hakkı vardır.

Şüphelinin/sanığın veya müdafinin soruşturma ve kovuşturma aşamaların dosyayı inceleme, dosyadan örnek alma hakkı vardır. Şüpheli veya müdafinin savunma yapabilmesi için dosyanı tamamını, suçlamaları ve toplanan tüm delilleri bilmesi gerekmektedir. Silahların eşitliği açısından da iddia makamı, savunma makamından daha fazla dosya hakkın bilgi sahibi olmamalıdır. Ayrıca şüphelinin/sanığın tutuklanmasına karar verildiyse hukuka uygunluğun denetlenmesi ve itiraz edilmesi açısından da bu hak çok önemlidir.26

Kovuşturma aşamasında sanığın/şüphelinin dosya inceleme yetkisi her aşamada mevcuttur. Soruşturma evresi ile ilgili bazı sorunlar vardır. Ülkemizde soruşturma dosyasında gizlilik kararı verilebilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre tutukluluğu talep edilen şüphelinin ve müdafinin soruşturma evresinde dosyayı inceleme yetkisi olması zorunludur. Aksi halde bu durum adil yargılanma hakkının ihlalidir Fakat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, tutuklama aşamasında olmayan soruşturma dosyalarında gizlilik kararı verilmesini ihlal olarak görmemiştir. Fakat dosya inceleme hakkı ilke olarak, şüpheli/sanığa isnadın yöneltildiği andan itibaren başlar.27

Dosya inceleme hakkının kısıtlanması, müdafi yardımından yararlanma hakkını da kısıtladığı için oldukça önemlidir. Bununla beraber Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Sapan/Türkiye kararında; kollukta müdafin soruşturma dosyasını incelemesine izin verilmediği için müdafiden yararlanma hakkının engellendiği ifade edilmiştir.28

Savcılık, soruşturma dosyasını hazırlayan taraf olduğundan dosyayı tamamen bilmekteyken, savunma makamı gizlilik kararı söz konusuysa soruşturma dosyasını inceleyememektedir. Ayrıca silahların eşitliği ilkesi açısından böyle bir durumda şüpheli/sanık açısından açıkça dezavantaj söz konusudur.29 Bu sebeple soruşturma aşamasındaki gizlilik kararlarında ben de açıkça silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği kanaatindeyim.

IV. Kendini Bizzat Savunma ve Duruşmada Hazır Bulunma Hakkı

A) Duruşmada Hazır Bulunma Hakkı

Sanığın sorgusu, yargılamayı yapan mahkemenin huzurunda yapılmalıdır. Bu hak, mutlak bir haktır. SEGBİS yoluyla sanığın duruşmalara katılması, haklı bir sebep olmadan gerçekleştirilemez. Sanık, sorgusunu SEGBİS veya istinabe yoluyla vermeyi kabul etmezse, sorgu asıl mahkeme önünde gerçekleştirilmek zorundadır. Sanık, asıl mahkemede sorgusunun yapılmasını istemesine rağmen istinabe yoluyla sorgusunun yapılması, savunma hakkının ihlalidir.30

Kural olarak, sanığın sorgusu yapılmadan mahkumiyetine karar verilemez. Sanığın gaipliği, kaçaklığı veya yokluğu halleri bu durumun istisnasıdır.31

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, sanığın duruşmada hazır bulunması ve kendini bizzat savunma hakkını içtihaden adil yargılanma hakkının bir unsuru olarak kabul etmiştir. Ayrı zamanda Anayasa Mahkemesi de adil yargılanma hakkının bir unsuru olarak kabul etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Zana/Türkiye kararında; “İstinabe yoluyla alınan bir ifade veya müdafilerin sanığın yokluğunda esas mahkeme önünde bulunmalara bu sanığın duruşmaya katılmamasını telafi etmez.” şeklinde karar vermiştir.32

Sanığın hem ilk derece mahkemeleri hem de istinaf ve Yargıtay aşamasında duruşma yapılması halinde duruşmada hazır bulunma hakkı vardır. Bununla beraber sanığın duruşmada bizzat bulunarak delil göstermesi, savunmasını yapması, tanık sorgulayabilmesi ve müdafine veri sağlaması gerekmektedir. Sanığın kendisinin duruşmadan vareste tutulmayı kabul etmesi dışında sanık olmadan duruşma yapılamaz.33 Sanığın yokluğunda duruşma yapılamaz ilkesinin iki istisnası vardır. İlki sanığın yokluğunda duruşmadır.34 İkinci istisna ise basit yargılama usulüdür.35 Ayrıca basit yargılama usulü ile yapılan ceza yargılamasına sanık itiraz ettiğinde yargılama mahkeme önünde yapılmakta ve sanık, duruşmaya bizzat katılma hakkını kullanabilmektedir.

B) Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS)

Ülkemizde SEGBİS yöntemi ile sanığın duruşmaya katılması gittikçe yaygınlaşmaktadır. SEGBİS yöntemi ile duruşmaya katılan sanığın savunma hakkı kısıtlanmadan bu bağlantının gerçekleşmesi gerekmektedir.36 Fakat maalesef şu anda bu durum tartışmalıdır. Çünkü SEGBİS ile bağlantılarda teknik aksaklıklar çok fazla yaşanmaktadır.

Sanığın kendi rızası ile SEGBİS ile duruşmaya bağlanmayı kabul etmemesi durumunda, hakim veya mahkemenin neden sanığın zorunlu olarak SEGBİS ile dinlendiğini ve neden sanığın duruşmada bulunma talebinin reddedildiğinin ayrıntılı olarak açıklanması gerekmektedir. Çünkü sanığın duruşmada hazır bulunma hakkı, kabul etmemesine rağmen SEGBİS ile bağlanması durumunda da ihlal edilmiş olur.37

Anayasa Mahkemesi; sanığın duruşmaya katılmak istemesine rağmen ısrarla SEGBİS ile duruşmaya bağlanmasını; esaslı işlemlerin yapıldığı, tanık dinlendiği ya da sanığın sorgusunun yapıldığı tüm duruşmalara SEGBİS ile sanığın bağlanmasını; hiçbir makul sebep gösterilmeden sanığın taleplerinin reddedilmesini duruşmada hazır bulunma hakkının ihlali olarak kabul etmiştir.38

Sanıkların cezaevinden adliyeye getirilirken yolda zorlanması, adliyede tutuldukları yerin şartlarının kötü olması, saatlerce adliyede beklemek zorunda olmaları sebebiyle SEGBİS ile bağlantıyı kabul ettikleri ve SEGBİS ile duruşmaya katılmanın dezavantajlarını tam olarak idrak edemedikleri kanaatindeyim. Ayrıca sanıklar, SEGBİS ile bağlandıklarında çoğu zaman teknik aksaklık yaşanmakta, tam olarak duruşmada söylenenleri anlayamamakta ve tanıkları yeterli derecede sorgulayamamaktalar. Bu sebeple en azından sorgu ve tanıkların dinlendiği duruşmalarda sanıkların duruşmada hazır bulunmasının ve SEGBİS ile bağlanmamasının, ayrıca adliyede bekledikleri yerlerin şartlarının iyileştirilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

V. Delillerin Toplanmasını ve İkamesini Talep Etme Hakkı

A) Delil Sunma ve Toplanmasını Talep Etme Hakkı

Mahkeme tarafından savunma makamının delil sunmasına engel olunmamalı, savunma makamının sunmuş olduğu deliller de değerlendirmeye alınmalıdır. Ayrıca savunma makamının kendi sunamayacağı fakat başka yerlerden getirtilmesini istediği delillerin de mahkeme tarafından toplanması zorunludur. İddia makamının delil toplatma yetkisi olmasına rağmen savunma makamına bu hak sağlanmazsa açıkça silahların eşitliği ilkesi ihlal edilmiş olur.39

Anayasa Mahkemesi;

  • Mahkemelerin mahkumiyete gerekçe gösterdiği olguların varlığı yönünden sadece iddia makamının gösterdiği delilleri dikkate almasını ,
  • Savunma makamının aynı olguların aksini ispat için gösterdiği delillerle ilgili gerekli ve yeterli bir inceleme/değerlendirme yapmamasını,
  • Savunma makamını iddia makamı karşısında usule ilişkin imkanlardan yararlanma noktasında önemli ölçüde dezavantajlı konuma düşürdüğünden silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.40

B) Tanık Dinletme Hakkı

Tanık beyanının elde edilmesi için ilk aşama tanığın dinlenmesidir. İddia makamının tanık dinletme ve tanıkları zorla getirme hakkı bulunmaktadır. Bu sebeple silahların eşitliği bağlamında savunma makamının da tanık dinletme hakkı vardır. Tanıklar mahkemeye bildirildikten sonra çağrı kağıdı düzenlenerek tanıklara gönderilir, gelmeyen tanıklar için de zorla getirme kararı çıkarılabilir. Savunma makamının tanıklarının dinlenmesi ve tanıklara soru sorma hakkının da kullandırılması gerekmektedir. Aksi halde dezavantajlı duruma düşeceği açıktır.41

C) Tanıklara Soru Sorma Hakkı

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinin üçüncü fıkrasının d bendinde şüphelinin/sanığın; “İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek” hakkı olduğu düzenlenmiştir.

Tanık, kural olarak yetkili mahkeme huzurunda dinlenmelidir. Bununla beraber savunma makamının da iddia makamının tanıklarına soru sorma hakkı, çelişkili beyanları ortaya çıkarması ve gerçeğin ortaya çıkması açısından çok önemlidir. İddia makamının tanıklara soru sorabilmesi gibi, savunma makamı da tanıkları sorgulayabilmelidir. Bu esas, çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerinin görünümüdür.42

Olayın delili bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenmelidir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 210’uncu maddesine göre; daha önceki dinlemeye ilişkin tutanakların veya yazılı beyanların okunması, dinleme yerine geçmez.

1) İstinabe Yoluyla Tanık Dinlenmesi

İstinabe yoluyla tanıkların dinlenmesi, sanığın/şüphelinin ve müdafin tanığa soru sorma hakkını elinden almaktadır. Tanığın hal ve tavırları görülememekte, soru sorulamadığından çelişkiler giderilememektedir. İstinabeyle tanık dinletme uygulaması, soru sorulamadığından silahların eşitliği ilkesine aykırıdır.43

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tanığın tek ve belirleyici değil olup olmadığı incelenmekte, tanığın beyanları tek ve belirleyici delil değilse adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğine karar verilmektedir. Oysaki tek ve belirleyici delil olmasa dahi, tanık beyanı mahkemenin değerlendirmesinde önemli rol oynamış ve kanaat oluşturmuş olabilir. Bu sebeple tanıkların istinabe yoluyla dinlenmesi her şekilde silahların eşitliği ilkesinin ihlali anlamına gelmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, tanıkların yazılı ifadelerine dayanarak hüküm kurulduğunu belirten ulusal mahkemenin, başvuruculara soruşturma ve kovuşturma esnasında söz konusu tanıkları sorgulamak ya da sorgulatmak imkanı vermediğini, başvurucuların tanıkların inanırlıklarını inceleyemediğini ve yazılı ifadelere şüphe yöneltemediğini belirtmiş ve silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varmıştır.44

2) Gizli Tanık

Kimi ceza yargılamalarında gizli tanığın sesi değiştirilerek yargılamaya katılması ve soru sorulması sağlanmaktadır. Bu durumda tanığın gerçek kimliği bilinmediği için savunma makamı tarafından sorulan soruların sağlıklı olabileceğinden bahsedilemez.45

Ülkemizde çoğu gizli tanığın beyanına dayanılan ceza yargılamalarında ise gizli tanığa soru sorma imkanı savunma makamına sağlanmamaktadır. Savunma makamı ne gizli tanığın kimliğini bilmekte ne de beyanlarını sorgulayıp soru sorabilmektedir. Bunun savunma makamını dezavantajlı duruma düşürdüğü su götürmez bir gerçektir ve silahların eşitliği ilkesinin ihlalidir.

Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından gizli tanığın beyanının tek ve belirleyici delil olup olmadığı değerlendirilmektedir. Gizli tanığın beyanın tek ve belirleyici delil olması durumunda silahların eşitliği ilkesinin ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermektedir.46

D) Bilirkişi ve Uzman Mütalaası Sunma ve Talep Etme Hakkı

İddia makamı tarafından ortaya konulan bir görüşe karşı aleni yargılamada savunma tarafından karşı argümanların geliştirilebilmesi için aynı imkanlardan faydalandırılmalıdır. Bilirkişi raporu da bunlardan biridir. Savunmaya da bilirkişi raporu talep etme ve uzman mütalaası sunma hakkı sağlanmalıdır.47

Soruşturma aşamasında bilirkişi raporunda şüphelinin ve müdafin soruları cevaplandırılmamı olabilmektedir. Kovuşturma aşamasında mahkemece yeni bir rapor talep edilmesi ve sanık ile müdafinin sorularının da talepte yer alması gerekmektedir.48

Bilirkişi raporu, savunma makamının temin edebileceği bir delil olmayıp mahkemeden talep edildiğinde mahkemenin bilirkişi raporunu aldırması gerekmektedir. Kendi imkanlarıyla savunma makamının temin edemeyeceği delilleri mahkemenin toplamaması silahların eşitliği ilkesinin ihlalidir.

VI. Toplanan Delillerden Haberdar Edilme Hakkı

Yargılama aşamasında toplanan delillerden şüphelinin/sanığın haberdar edilmesi de zorunludur. Tarafların, karşılıklı olarak yeterli zaman ve imkan dahilinde delillerden haberdar edilmesi, silahların eşitliği ilkesinin gereğidir.49

  • Cumhuriyet savcısı mütalaaları,
  • Tetkik hakim veya raportör görüşleri,
  • Gizli belgeler ve bilirkişi raporları,
  • Hükümet görüşleri gibi belgelere erişim sağlanması çelişmeli yargılama hakkı ve silahların eşitliği ilkesi bakımından oldukça önemlidir.50

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, yargılamada “gizli” ibareli belgelere başvurucunun erişmesinin mümkün olmaması durumuna ilişkin şikayet yönünden çelişmeli yargılama hakkı ile silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.51

Anayasa Mahkemesi;

  • Sanığın Cumhuriyet savcısının itirazından haberdar edilmemesini,
  • Cumhuriyet savcısının itirazı tebliğ edilmeyerek başvurucunun Cumhuriyet savcısının iddialarına karşı görüş bildirme imkânı elinden alınmasını,
  • Başvurucu zayıf ve dezavantajlı bir konuma düşürülmesi olarak değerlendirerek silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar vermiştir.52

Sonuç

Ülkemizde iddia makamı olan savcılığın konumu ve yetkileri göz önüne alındığında silahların eşitliği ilkesinin sağlanmasının hem çok önemli hem de bir o kadar zorlu olduğu ortadadır. Bununla beraber savunma makamının önüne çıkan engeller, ispat konusunda yaşadığı zorluklar, müdafilerin şüpheli/sanıklarla görüşmesi için bile birçok engelle karşılaşmasının çok büyük problemler olduğunu düşünüyorum.

Tanık dinletme konusundaki problemleri yukarıda da aktardım. Öncelikle bu sorunun üzerine eğilinmesi, gizli tanığın her şekilde duruşmada dinlenilmesi ve istinabe yoluyla tanık dinlenilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Daha sonra her ne olursa olsun sanığın en azından sorgu ve tanık dinlendiği duruşmalarda mahkemede hazır bulunmasının çok önemli olduğu kanaatindeyim. Ayrıca mahkemelerin müdafilerin talep ettiği bilgi ve belgeleri toplama konusunda bir direnci söz konusu. Önemsiz olduğunu ve hükme etki etmeyeceği kanaatinde oluyorlar. Bunun da önüne geçilebilmesi için önlemler alınması gerektiğini düşünüyorum.

Ülkemizde ceza avukatı olmak; hem savcı, hem polis hem de hakimle mücadele etmek anlamına geliyor. Bunun değişmesi ve müdafilerin konumunun güçlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Şüpheli/sanık haklarının korunması için müdafinin konumunun da sağlamlaştırılmasının elzem olduğunu düşünüyorum.

Avukat Ece Deniz VARDAR – 19/06/2023 – İstanbul

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawyer.com

whatsApp →

Dipnotlar

1 UĞURTAN, Gülüzar; Silahların Eşitliği İlkesi Bağlamında Müdafiin İfade ve Sorguda Rolü, İstanbul 2019, s.73.

2 BOYACI, Akın; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Bağlamında Silahların Eşitliği, İstanbul 2021, s.117.

3 TANER, Gökçen Taner; Ceza Muhakemesi Hukukunda Adil Yargılanma Hakkı Bağlamında Çelişme ve Silahların Eşitliği, 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2021, s.107.

4 BOYACI, s.188.

5 BOYACI, s.294.

6 UĞURTAN, s.166.

7 ÜNAL, Ertuğrul; Ceza Muhakemesi Hukukunda Silahların Eşitliği İlkesi, İstanbul 2020, s.10.

8 ÜNAL, s.12.

9 TANER, s.103-104.

10 TANER, s.104.

11 ÜNAL, s.56.

12 ÜNAL, s.59.

13 BOYACI, s.145.

14 BOYACI, s.146.

15 TANER, s.173.

16 TANER, s.175.

17 TANER, s.178.

18 UĞURTAN, s.85.

19 GÜNGÖR, s.228.

20 GÜNGÖR, s.229.

21 UĞURTAN, s.86.

22 UĞURTAN, s.87.

23 TANER, s.203.

24 TANER, s.206.

25 UĞURTAN, s.128.

26 CEYLAN, Erol; Ceza Muhakemesi Açısından Silahların Eşitliği İlkesi, İzmir 2017, s.59.

27 TANER, s.221.

28 TANER, s.226.

29 TANER, s.224.

30 HÜNKAR, Gizem; Ceza Muhakemesinde Silahların Eşitliği İlkesi, İzmir 2017, s.74.

31 HÜNKAR, s.75.

32 TANER, s.310-311.

33 TANER, s.316.

34 Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 195’inci maddesi

35 Ceza Muhakemesi Kanunu 251’inci Madde

36 TANER, s.344.

37 TANER, s.348.

38 TANER, s.350-352.

39 TANER, s.381.

40 Anayasa Mahkemesi Sebahattin Tuncel Başvurusu

41 BOYACI, s.305.

42 TANER, s.400.

43 TANER, s.420.

44 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Sadak/Türkiye Kararı

45 TANER, s.448.

46 GÜNGÖR, s.202.

47 GÜNGÖR, s.198.

48 GÜNGÖR, s.199.

49 ÜNAL, s.178.

50 ÜNAL, s.179.

51 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Miran/Türkiye Kararı

52 Anayasa Mahkemesi Ali Bacacı Başvurusu

KAYNAKÇA

TANER, Gökçen Taner; Ceza Muhakemesi Hukukunda Adil Yargılanma Hakkı Bağlamında Çelişme ve Silahların Eşitliği, 2. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2021

GÜNGÖR, Burak; Silahların Eşitliği İlkesi ve Çelişmeli Yargılama Hakkının Bireysel Başvuru Usulünde İncelenmesi, Kocaeli 2019

BOYACI, Akın; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Bağlamında Silahların Eşitliği, İstanbul 2021

ÜNAL, Ertuğrul; Ceza Muhakemesi Hukukunda Silahların Eşitliği İlkesi, İstanbul 2020

UĞURTAN, Gülüzar; Silahların Eşitliği İlkesi Bağlamında Müdafiin İfade ve Sorguda Rolü, İstanbul 2019

CEYLAN, Erol; Ceza Muhakemesi Açısından Silahların Eşitliği İlkesi, İzmir 2017

HÜNKAR, Gizem; Ceza Muhakemesinde Silahların Eşitliği İlkesi, İzmir 2017