Marka Nedir?

marka nedir

Marka kavramı 10/1/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na düzenlenmiştir. En temel haliyle ifade edecek olursak marka; bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlayan her türlü işarettir.

Marka hakkı, hukuki açıdan sahibinin izni olmadan markanın kullanılmasının önlenmesine yarayan ve ayni etkileri olan mutlak bir haktır. Mutlak bir hak olduğu için, hak sahibi tarafından ihlal eden herkese karşı ileri sürülebilmektedir. Marka hakkı sahibi, markayı devredebilir, rehin veya haciz konusu yapabilir. Yahut isterse lisans sözleşmesi ile kısmen veya tamamen üçüncü kişilerin yararlanımını sağlayabilmektedir. Aynı zamanda marka, soyut ve para ile ölçülebilen bir değer taşımaktadır. Bu nedenle marka hakkı gayri maddi mal üzerindeki hakkı ifade etmektedir.

I. Marka Tescili

Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7’nci maddesine göre kanun ile sağlanan marka koruması tescil yolu ile elde edilmektedir. Tescilsiz markaların bu kanun kapsamında korunması mümkün değildir. Marka olabilecek işaretlerin Türk Patent ve Marka Kurumu tarafında tutulan marka siciline tescil edilmesi ile marka hakkı kazanılmış olur. Tescil açık ve kesin bir işlem olduğu için tescille birlikte alenilik sağlanır. Bu nedenle tescilin kanunda öngörülen korumadan yararlanılması bakımından kurucu, bildirici ve açıklayıcı etkileri mevcuttur.

Kanunda marka olabilen işaretler sayılmakla birlikte her işaretin marka olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bazı sınırlarlamalar mevcuttur. Kanunun 5’inci ve 6’ncı maddesinde tescil engellerinin neler olduğu sayılmıştır. Belirtmek gerekir bu maddelerde sayılan tescil engellerine rağmen marka tescil edilse ve daha sonra bu engel ortadan kaldırılsa bile tescil geçerli hale gelmeyecektir.

1. Marka Tescilinde Mutlak Ret Nedenleri

Kanunun 5’inci maddesinde sayılan mutlak ret nedenleri için herhangi bir itiraz olmasa bile Türk Patent ve Marka Kurumu tescil başvurusu yapılan işaret üzerinde mutlak ret nedenlerinin var olup olmadığını re’sen incelemektedir.

Sınai Mülkiyet Kanunu Madde 5’e Göre;

  • İşaretin ayırt ediciliğinin olmaması veya sicilde açık ve kesin olarak gösterilememesi bir mutlak ret nedenidir. Şekil ses görüntü kaydı vb. herhangi bir şekilde sicilde açıkça gösterilemeyecek işaret marka olarak tescil edilemez.
  • Ticaret alanında cins, çeşit, kalite, miktar, amaç, değer, belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren işaretler marka olarak tescil edilemez. Bu işaretler, ticaret hayatında tek kişinin tekeline bırakılmaması gereken işaretlerdir.
  • Açıkça aynı tür mal veya hizmetlerle ilgili daha önce tescil edilmiş bir marka veya tescil başvurusu yapılmış bir işaret ile aynı veya aralarında ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunan işaretler tescil edilemez. Türk Marka Hukuku’nda marka sahibinin tekliği ilkesi esastır. Ancak önceki marka sahibinin açıkça muvafakatı bulunursa marka başvurusu reddedilmeyecektir.
  • Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna dahil olanları ayırt etmeye yarayan işaretleri, münhasıran veya esas unsur olarak içeren işaretler marka olarak tescil edilemez.
  • Mala asli değerini veren şeklini veya başka bir özelliğini münhasıran içeren işaretler marka olarak tescil edilemeyecektir.
  • Mal ve hizmet ile ilgili olarak nitelik, kalite veya coğrafi kaynak gibi konularda halkı yanıltacak işaretler, marka olarak tescil edilemez. Bu yanıltmanın makul algılama seviyesinde bir tüketicinin yanılmasına sebebiyet verecek nitelikte olması yeterlidir. Kurum tarafından marka sahibinin aldatma kastı ile hareket edip etmediği araştırılmamaktadır.
  • 1883 tarihli Paris Sözleşmesi’ne taraf ülkelere ait bayrak, arma vb. resmi işaretler yetkili mercilerden izin alınmaksızın tescil edilemez.
  • Kamuya mâl olmuş işaretlerin marka olarak tescili mümkün değildir.
  • Herhangi bir dine ait değer veya sembolleri içeren işaretler de marka olarak tescil edilemez.
  • Bir işaret, kamu düzeni veya genel ahlaka aykırı ise marka olarak tescili mümkün değildir. Bu kapsamda cinsel içerikli, argo, şiddete teşvik edici veya terör örgütü adı içeren tescil başvuruları reddedilmektedir.
  • Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretlerin de tescili olanaksızdır.

Mutlak Ret Nedenlerinin İstisnaları:

Yukarıda sayılan mutlak ret nedenlerine ilişkin iki istisna bulunmaktadır. Bunlardan ilki kullanım yolu ile ayırt ediciliktir. İşaret, tescil başvurusundan önce de o teşebbüs tarafından kullanılmış ve bu doğrultuda piyasada ayırt edicilik elde etmişse bu işaretin marka tescil başvurusu 5’inci maddenin b, c ve d bentlerine göre reddedilemez. Ancak bu kullanım, markasal kullanım olmalıdır.

Diğer istisna ise muvafakatname yoludur. Bu halde önceki marka sahibi, marka tescil başvurusuna açıkça muvafakatini noter onaylı belge ile TÜRKPATENT’e sunarsa kanunun 5’inci maddesinin birinci fıkrasının ç bendine göre başvuru reddedilemeyecektir. Kayıtsız ve şartsız olması gereken bu muvafakatname TÜRKPATENT’e sunulduktan sonra geri alınamaz.

2. Marka Tescilinde Nispi Ret Nedenleri

Kanunun 6’ncı maddesinde düzenlenen nispi ret nedenleri mutlak ret nedenlerinde olduğu gibi re’sen değil
ilgili kişinin itirazı ile mümkün olabilen tescil engelleridir.

Sınai Mülkiyet Kanunu Madde 6’ya Göre;

  • Marka tescil başvurusunda bulunulan işaret ile daha önce tescil edilmiş marka veya başvuruda bulunulmuş işaret arasında aynı sınıfa dahil mal ve hizmetler kapsamında aynılık veya benzerlik durumu ile karıştırılma ihtimali varsa başvuru, ilgilinin itirazı üzerine reddedilir.
  • Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilmektedir.
  • Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilmektedir.
  • Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilmektedir.
  • Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hallerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
  • Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilmektedir. 
  • Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilmektedir.
  • Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
  • Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilmektedir.

III. Marka Başvurusu Nasıl Yapılır?

Marka başvuruları, EPATS Elektronik Başvuru Sistemi ( https://epats.turkpatent.gov.tr/run/TP/EDEVLET/giris )
üzerinden elektronik olarak yapılmaktadır.

1. Marka Başvurusunda Bulunabilecek Kişiler:

  • Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları.
  • Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yerleşim yeri olan veya sınai ya da ticari faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler.
  • Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması hükümleri dahilinde başvuru hakkına sahip kişiler.
  • Karşılıklılık ilkesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti uyruğundaki kişilere sınai mülkiyet hakkı koruması sağlayan devletlerin uyruğundaki kişiler.

2. Marka Başvurusunda Yer Alması Gereken Bilgiler:

  • Başvuru sahibi veya sahiplerinin kimlik ve iletişim bilgileri.
  • Başvuru vekil aracılığıyla yapılıyorsa vekilin kimlik ve iletişim bilgileri.
  • Varsa rüçhan hakkı talebine ilişkin bilgiler.
  • Kanunun 4 üncü ve Yönetmeliğin 7 nci maddesinde belirtilen şartları taşıyan marka örneği.
  • Marka örneğinde Latin alfabesi dışında harf veya harfler kullanılmışsa bunların Latin alfabesindeki karşılığı.
  • Marka başvurusuna konu malların veya hizmetlerin Nice Anlaşmasına göre sınıf numaraları listesi.
  • Yetkili kişi veya kişilerce atılan imza.
  • Başvuru ücretinin, birden fazla mal veya hizmet sınıfı varsa bu sınıfların ücretinin ödendiğini gösterir bilgi. Buna ek olarak varsa rüçhan hakkı talebine ilişkin ücretin ödendiğini gösterir bilgi. (Başvuru ücreti 1.498,24-TL’dir. İkinci sınıf marka başvurusu ücreti de 1.498,24-TL’dir. Üçüncü sınıf ve bundan sonraki her bir sınıf için başvuru ücreti 1.610,11-TL’dir. )
  • Varsa muvafakatnameye ilişkin bilgiler.
  • Varsa ortak temsilciye ilişkin bilgiler.
  • Varsa ilave sayfa sayısı ve eklere ilişkin bilgiler.

Başvuru dilekçesine aşağıda belirtilen bilgi ve belgeler eklenmelidir:

  • Rüçhan hakkından yararlanmak isteniyorsa, yetkili makamlardan alınan rüçhan hakkını gösterir belgenin aslı ve bu belgenin yeminli tercüman tarafından onaylı Türkçe tercümesi.
  • Başvuru ortak marka ya da garanti markası için yapılmışsa teknik şartname.
  • Muvafakatname varsa noter onaylı muvafakatnamenin aslı veya noter onaylı örneği.

3. Rüçhan Hakkı

Paris Sözleşmesine veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına taraf ülkelerden birinde başvuru yapma hakkına sahip kişiler bu ülkelerin herhangi birinde yetkili mercilere usulüne uygun olarak yaptıkları başvuru tarihinden itibaren altı ay süreyle aynı marka için Türkiye’de başvuru yapma konusunda rüçhan hakkından yararlanabilmektedir. Ayrıca, tescil başvurusundaki markanın kullanılacağı malları veya hizmetleri Türkiye’de açılan ulusal veya uluslararası sergilerde veya Paris Sözleşmesine veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşmasına taraf ülkelerde açılan resmi veya resmi olarak tanınan uluslararası sergilerde markayla birlikte teşhir eden gerçek veya tüzel kişiler de, sergideki teşhir tarihinden itibaren altı ay içinde Türkiye’de rüçhan hakkından yararlanabilmektedir.

4. Muvafakatname

Bir marka başvurusu, önceki marka sahibinin başvurunun tesciline açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı belgenin Kuruma sunulması hâlinde Kanunun 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (ç) bendine göre reddedilememektedir. Muvafakatname, başvuru ile birlikte veya karara itiraz halinde itiraz hakkında karar verilene kadar Kuruma sunulabilmektedir. Her marka başvurusu için ayrı bir muvafakatname sunulması zorunludur. Muvafakat kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Muvafakatname Kuruma sunulduktan sonra geri alınamaz. Muvafakatnamenin, Kurum tarafından geçerli kabul edilen imzalı form şeklinde düzenlenmesi, noter tarafından onaylanması gerekir. Aynı zamanda aşağıdaki şartları taşıması gerekmektedir:

  • Muvafakat verilen başvuru sahibi veya sahiplerinin kimlik ve iletişim bilgileri.
  • Muvafakat formunun başvuru aşamasında sunulması halinde muvafakata konu marka örneği. Karara itiraz aşamasında sunulması halinde muvafakata konu başvuru numarası.
  • Muvafakat veren başvuru veya marka sahibi veya sahiplerinin kimlik ve iletişim bilgileri ile muvafakata konu önceki tarihli başvuru veya markalara ait başvuru veya tescil numaraları.
  • Muvafakat verilen mal veya hizmetler ile bunların sınıf numaraları.
  • Muvafakat formu başvuru veya marka sahibi adına vekil tarafından imzalanmışsa muvafakat yetkisini içeren noter onaylı vekâletname veya söz konusu vekaletnamenin noter onaylı örneği.

5. Tescil Süreci

Şekli inceleme aşamasında eksiklik tespit edildiğinde başvuru sahibine eksiklikleri gidermesi için iki aylık süre verilmektedir. Bu süre içerisinde eksikliği tamamlanmayan başvurular yasal mevzuata göre hükümden düşer. Ya da eksiklikle ilgili talepler dikkate alınmadan işlemlere devam edilmektedir.

Şekli incelemesi tamamlanarak kesinleşen başvuru, mutlak ret nedenleri çerçevesinde uzmanlar tarafından re’sen incelemeye tabi tutulmaktadır. Mutlak ret nedenlerinden birinin varlığı durumunda başvuru, tescili talep edilen mal ve hizmetlerin tamamı veya bir kısmı için reddedilmektedir.

6. Karara İtiraz

Kurum kararlarına karşı, karardan zarar görenler tarafından kararın bildirilmesinden itibaren iki ay içerisinde itiraz edilebilmektedir. İtiraz yazılı ve gerekçeli olarak yapılabilir. Kuruma sunulan karara itirazlar Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesi (YİDD) tarafından incelenmektedir. Kurumun nihai karar organı olan YİDD’nin itiraz işlemleri ile ilgili kesinleşen kararlarına karşı, kesinleşen kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde, görevli ve yetkili mahkemede dava açılabilmektedir. Görevli mahkeme fikri ve sınai haklar mahkemesidir.

7. Yayıma İtiraz

Başvuru şartlarına uygun olarak yapılmış ve Kanunun 5 inci maddesine göre reddedilmemiş bir marka başvurusu Resmi Marka Bülteni’nde yayımlanmaktadır. Marka başvurusunun yayımlanmasından sonra başvurusu yapılmış markanın, Kanunun 5 inci ve 6 ncı madde hükümlerine göre tescil edilmemesi gerektiğine ilişkin itirazlar ilgili kişiler tarafından marka başvurusunun yayımından itibaren iki ay içerisinde yapılmaktadır.

8. Markanın Tescil Edilmesi

Eksiksiz yapılan veya eksiklikleri giderilen marka başvurusuna yasal süreler içinde itiraz edilmemesi veya yapılan itirazların kesin olarak reddedilmesi ve gerekli ücretin ödenmesi halinde başvuru tescil edilerek, sicile kaydedilir ve Bültende yayımlanır. Marka tescil ücreti 3.522,95-TL’dir.

9. Markanın Korunması

Marka koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on yıldır. Onar yıllık dönemlerle tescilin yenilenmesi halinde uzatılabilmektedir. Koruma süresinin bitiminden itibaren altı aylık süre içerisinde tescili yenilenmeyen markalar hükümden düşerler. Yenileme isteminin yapılması, koruma süresinin sona erdiği tarihten önceki altı ay içinde gerçekleştirilmektedir. Bu süre içinde talebin yapılmaması veya yenileme ücretinin ödendiğine ilişkin bilginin Kuruma sunulmaması halinde, yenileme talebi, koruma süresinin sona erdiği tarihten itibaren altı aylık süre içinde ek ücretin ödenmesi şartıyla da yapılabilir.Marka yenileme ücreti 4.379,89-TL’dir.Koruma süresi sona eren marka yenileme ücreti 7.156,59-TL’dir.

10. Markanın Kullanılması

Markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık süre ile kesintisiz ara verilmesi iptal nedenidir.

Aşağıda belirtilen durumlar markayı kullanma kabul edilmektedir.

  • Tescilli markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden markanın farklı unsurlarla kullanılması.
  • Markanın yalnız ihracat amacıyla mal ya da ambalajlarında kullanılması.
  • Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması.

IV. Markanın Hükümsüzlüğü, İptali ve Sona Ermesi

1. Hükümsüzlük

Kanunun 5’inci veya 6′ ncı maddesinde sayılan hallerden birinin mevcudiyeti halinde tescilli markanın hükümsüzlüğü istenebilmektedir. Yetkili ve görevli mahkemeye; menfaati olanlar, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları başvurabilmektedir. Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere açılmaktadır. Veya bu kişilerin hukuki haleflerine karşı da açılabilmektedir.. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf olarak gösterilememektedir. Hükümsüzlük nedenleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin ise, yalnız o mal veya hizmet ile ilgili olarak kısmi hükümsüzlüğe karar verilmektedir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez.
Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.

2. İptal

İlgili kişiler Kurumdan markanın iptalini talep edebilmektedirler. Marka iptal talepleri, talep tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere karşı ileri sürülmektedir. İptal halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkinse, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi iptale karar verilmektedir. Marka örneğini değiştirecek biçimde iptal kararı verilemez.

3. Marka Hakkının Sona Ermesi

Marka hakkı, aşağıda sayılan nedenlerden birinin gerçekleşmesi ile sona ermektedir.

  • Koruma süresinin dolması ve markanın süresi içinde yenilenmemesi.
  • Marka sahibinin marka hakkından vazgeçmesi.
    Marka hakkının sona ermesi, sona erme sebebinin gerçekleşmiş olduğu andan itibaren hüküm
    ifade etmektedir.

V. Marka Hakkının İhlali

Marka hakkının ihlali durumunda gerekli süreç takip edilerek ihlalin önlenmesi gerekir. Bu durumlarda marka sahibi yetkili mahkemelerde dava açarak tescilli markadan kaynaklanan haklarına yönelik ihlalleri önleyebilmektedir.
Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır:

  • Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı Kanunun 7 nci maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak.
  • Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
  • Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
  • Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.

1. Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi Davası

Marka hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin gidebileceği hukuki yollardan ilki tecavüzün tespiti, durdurulması ve men’inin talebidir. Kanun’un 149. Maddesinde sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti, muhtemel tecavüzün önlenmesi, tecavüz fiillerinin durdurulmasını talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu hak ihlalinin tespiti için eylemi gerçekleştirenin kusurlu olması veya eylem sonucunda bir zarar meydana gelmiş olması zorunlu değildir. 

2. Marka Hakkına Tecavüzün Kaldırılması Davası

Marka hakkı ihlal edilen kimsenin mahkemeden eski durumun geri getirilmesini, maddi sonuçlarının ortadan kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır. Tecavüzün kaldırılması davasında da tecavüzde bulunanın kusurlu olmasına gerek yoktur. 

3. Tazminat Davaları 

Marka hakkına tecavüz durumunda hak sahibinin yukarıdaki davalara ek olarak tazminat davası açma hakkı mevcuttur. Uğradığı maddi ve manevi zararların tazminine yönelik olarak tazminat davası da açabilmektedir. Bu davalar Türk Ticaret Kanunu gereğince mutlak ticari dava niteliğindedir. Bu nedenle dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartıdır. 

Marka tecavüzü fiilleri Borçlar Hukuku anlamında haksız fiil teşkil etmektedir. Bu nedenle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında tecavüzü gerçekleştiren kişinin kusurlu olmasu gereklidir. Aynı zamanda fiil ile zarar arasında nedensellik bağı bulunması gereklidir. 

Maddi zararlar fiili kayıp ve yoksun kalınan kardan oluşmaktadır. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki usullenden biri ile hesaplanmaktadır: 

  • Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
  • Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
  • Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.

Ayrıca yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenlerin de göz önünde tutulacaktır. 

Kanun’un 150/2. Maddesinde sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda hakka konu ürün veya hizmetlerin tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi veyahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrayan kimselerin bu sebeple ayrıca tazminat isteyebileceği hükme bağlanmıştır. 

Gökçe Aral

Sınai Mülkiyet Hukuku Yayınlarımız

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawyer.com

whatsApp →