
Özet
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinde genel hakaret suçundan ayrı düzenlenmektedir. Yazımın ilk bölümünde cumhurbaşkanına hakaret suçunun unsurlarını, hukuka uygunluk sebeplerini, nitelikli halini ve soruşturma ve kovuşturma usulüne değindim.
Yazımın ikinci bölümünde ise cumhurbaşkanına hakaret suçunu ifade özgürlüğü bağlamında inceledim. Avrupa Konseyi’nin bildirilerini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin cumhurbaşkanına hakaret suçuna ilişkin değerlendirmelerini ve Anayasa Mahkemesi’nin cumhurbaşkanına hakaret suçu ile ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi hangi kriterlere göre kurmaya çalıştığını anlatmaya çalıştım.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu
I. Genel Olarak Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinde; “Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır. Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun var olma nedeni, cumhurbaşkanının devlet başkanı olması ve devletin değerlerinin korunması amacıdır.1 Cumhurbaşkanına hakaret suçunun kökeni Roma İmparatorluğu’dur. Roma imparatorları, kendilerine yöneltilmiş eleştirileri devlete karşı suç olarak kabul etmiş ve cezalandırmıştır.2
Roma Hukuku’ndan günümüze dek de devletin en üst makamını korumak amacıyla cumhurbaşkanına hakaret suç olarak düzenlenmiştir. Her ülkede suç olarak düzenlenmese de Türkiye’de hala cumhurbaşkanına hakaret, suç olmakla birlikte her yıl binlerce insan cumhurbaşkanına hakaret suçundan yargılanmaktadır.
Ülkemizde; 2023 yılında tekrar seçilmiş olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk cumhurbaşkanı seçildiği 2014 yılından 2020 yılına kadar cumhurbaşkanına hakaret suçundan soruşturma açılan kişi sayısı 160.169, açılan dava sayısı ise 35.507’e ulaşmıştır. 4.112 dava ise mahkumiyetle sonuçlanmıştır.3
II. Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Unsurları
A) Korunan Hukuki Değer
Anayasamıza göre Cumhurbaşkanı, devleti ve milleti temsil etmekte ve devletin en üst konumunda yer almaktadır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunda korunan hukuki yarar, devleti ve milleti temsil eden Cumhurbaşkanının saygınlığı ve devletin egemenlik alametleri ile organlarının saygınlığıdır.4
Hakaretin Cumhurbaşkanının göreviyle ilgili olması gerekmemektedir. Hakaret, tamamen şahsi bir nedene dayanıyor olsa dahi suçun oluştuğu kabul edilmektedir.5
B) Fail
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun faili, cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığı rencide etmek amacıyla somut bir fiil, olgu veya sövmek suretiyle hakarette bulunan gerçek kişidir. Fail, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilen herkes olabilir.6 Nitekim ülkemizde, sosyal medya paylaşımları yüzünden pek çok çocuk dahi cumhurbaşkanına hakaret suçundan yargılanmıştır.
Meclis üyeleri ve Türkiye’de görevli yabancı ülke diplomatları, bu suçun faili olamazlar. Meclis üyeleri, Meclis çalışmalarında ve Mecliste ifade ettikleri fikir ve görüşlerinden, Meclis tarafından aksine bir karar alınmadığı sürece bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamaz. Meclıs içerisinde gerçekleştirilen hakaret eylemlerinin yasama sorumsuzluğu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden cezalandırılamazlar.7
Türkiye’de görevli bir yabancı ülke diplomatı tarafından Cumhurbaşkanına hakaret suçunun işlenmesi halinde Türkiye’nin de taraf olduğu 1961 tarihli Viyana Konvansiyonu hükümleri doğrultusunda işlem yapılması gerekir. Cumhurbaşkanına hakaret fiilinde bulunması halinde Viyana Konvansiyonu’na göre hapsedilemez ve Türkiye’de yargılanamaz.8
C) Mağdur
Mağdur, görevi bitmiş veya devam eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’dır.9
D) Fiil
Genel hakaret suçu ile cumhurbaşkanına hakaret suçu, kural olarak fiil yönünden aynıdır. Cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek niteliğe haiz somut bir fiil veya olgu isnadında bulunmak veya sövmek suretiyle Cumhurbaşkanının onur, şeref ve saygınlığına saldırıda bulunmak şeklinde iki seçimlik hareketten birinin gerçekleştirilmesidir.10
Fiil bağlamında hakaret suçundan farklı olarak Cumhurbaşkanına hakaret suçunda, fiilin en az üç kişiyle ihtilat edilerek işlenmesi şeklinde bir koşula yer verilmemiştir. Bu sebeple üç kişiyle paylaşılmasına gerek kalmaksızın tek kişiyle paylaşıldığında da suç işlenmiş olur.11
E) Manevi Unsur
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, taksirle işlenemez. Kastla işlenebilen bir suçtur ve özel saikle işlenmesi aranmaz.12 Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararına göre suçun işlenmesi için genel kast yeterlidir. Ayrıca özel bir kast aranması gerekmemektedir.13
III. Hukuka Uygunluk Nedenleri
Haber verme ve eleştiri hakkı, iddia ve savunma dokunulmazlığı ve dilekçe hakkı hakaret suçunda olduğu gibi Cumhurbaşkanına hakaret suçu bakımından da hukuka uygunluk nedenleridir.14
Haber verme ve eleştiri hakkının hukuka uygunluk nedeni olarak sayılabilmesi için koşulları, kapsamı, sınırı ve bu hakkın kullanımdaki ölçütler önemlidir. Haber verme hakkı kapsamında aktarılacak olan haberin; gerçek olması, güncel olması, kamusal bir ilgisi olması, haberin sunulmasında ve insanlar tarafından öğrenilmesinde kamunun yararı olması ve haber verme amacı güdülen olay ile eleştiri kapsamının aşıldığı iddiasında olunan olay ile aralarında bir nedensellik bağının olması gerekmektedir. 15
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun soruşturması ve yargılamasında ifade özgürlüğünün göz ardı edilmemesi ve keyfi bir biçimde kişilere ceza verilmemesi çok önemlidir. Aksi halde ülkemizde de zaman zaman karşılaştığımız üzere basın özgürlüğüne müdahale edilerek gazetecilere cumhurbaşkanına hakaret suçundan ceza verilmesi, sosyal medya üzerinden eleştirilerini dile getiren kişilere ceza verilmesi gibi keyfi durumlar ortaya çıkabilmekte ve ifade özgürlüğünün kullanılmasında caydırıcı etki doğurabilmektedir. En sonunda bu tür suçların genişletilmesi yüzünden insanlar cumhurbaşkanı hakkında eleştiri yapmaktan korkmaktadır. Ülkemizde de bu suçun cezalandırılmasının bu yönde halkın eleştiri yapmasının karşısında bir silah olarak kullanılması sonucunun doğduğu kanaatindeyim.
IV. Nitelikli Hali
Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesine göre cumhurbaşkanına hakaret suçunun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır. Cumhurbaşkanına alenen herkesin görebileceği ya da duyabileceği bir ortamfda hakaret edilmesi bu suçun nitelikli halidir.
Yargıtay, hakaret fiilin gerçekleştiği yerde başkalarının bulunmasının aleniyetin gerçekleştiği anlamına gelmediği; hakaret fiilinin belirsiz sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık yerlerde işlenmesi gerektiğini belirtmektedir.16
Cumhurbaşkanına hakaretin herhangi bir basın yayın kuruluşu yoluyla ya da sosyal medyada herkese açık bir sosyal medya hesabı üzerinden işlenmesi durumunda Yargıtay’ın kriterlerine göre aleniyet unsuru gerçekleşmiş sayılmaktadır.
V. Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Kovuşturma Usulü
Suçun soruşturulması izin veya şikayete bağlı değildir. Şikayet, ihbar veya re’sen suçun öğrenilmesiyle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılır ve soruşturma işlemleri tamamlandıktan sonra dosya Adalet Bakanlığı’na gönderilerek Adalet Bakanının izni talep edilir.17
Cumhurbaşkanına hakaret suçuna ilişkin kovuşturma yapılabilmesi için Adalet Bakanının izni gerekmektedir. Bakanın izni olmaksızın iddianame düzenlenemez ve kamu davası açılamaz. Anayasa Mahkemesi, Adalet Bakanının sahip olduğu bu yetkiyi, bir yargısal değerlendirmeden ziyade devletin ve toplumun yararı için takdir yetkisinin kullanılması niteliğinde olduğunu belirtmiştir.18
İfade Özgürlüğü ve Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu
I. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde İfade Özgürlüğü
İfade özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesinde düzenlenmektedir. İfade özgürlüğü, hem anayasal olarak hem de sözleşmede korunan bir haktır. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. İfade özgürlüğü; kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar.19
AİHS’in 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre; ifade özgürlüğü sadece, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için sınırlanabilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Konseyi, ifade özgürlüğünün demokratik toplumda gerekli olduğunu ama sınırlandırılmasının özenle yapılması gerektiğini, çoğulcu toplumlarda kişilerin kendilerini ifade etmeleri gerektiğini söylemektedir. Ülkemizdeki cumhurbaşkanına hakaret suçunun ifade özgürlüğüne etkisi ile ilgili de birçok değerlendirmede ve kararda bulunmuşlardır.
II. Avrupa Konseyi Metinlerinde Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu
A) Medyada Siyasi Tartışma Özgürlüğü Bildirisi
Avrupa Konseyi, Medyada Siyasi Tartışma Özgürlüğü Bildirisi’nde; bazı ulusal yasal sistemlerde hala politik figürlere ya da devlet görevlilerine kendileri hakkında medyada bilgi ve görüş yayılmasına karşı yasal ayrıcalıklar tanındığının ve bunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10’uncu maddesinde garanti edilen ifade ve bilgi özgürlüğü hakkı ile uyumlu olmadığını ifade etmiştir.20
Bildiride, AİHS’nin 10. maddesine aykırı şekilde hukuki ayrıcalıklar tanınmaması gerektiği, siyasi kişilerin ve kamu görevlilerinin, itibar ve diğer haklarının korunması için diğer bireylerin yararlandığı korumadan daha geniş nitelikte bir korumadan yararlanmaması ve diğer bireylerin başvurabileceği kanun yollarıyla aynı kanun yollarına başvurabilmesi gerektiği de ifade edilmektedir. Özellikle hakaret içeren eylem nedeniyle hapis cezasının olması nefret söylemi gibi sadece çok sınırlı bazı konularda söz konusu olabileceği belirtilmiştir.21
B) Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin Hakaretin Suç Olmaktan Çıkarılması Başlıklı 1577 Sayılı Kararı
Parlamento, hakaret suçlarında hapis cezalarının geciktirilmeksizin kaldırılması gerektiğini bildirmiştir. Devletleri, özgürlüklerin ihlal edilmesinin önüne geçmek için hakaret suçlarına hapis cezası öngören hükümleri derhal kaldırmaya davet etmiştir. Türkiye’ye de kamu görevlisine hakaretin düzenlendiği Türk Ceza Kanunu’nun 125’inci maddesinin üçüncü fıkrasını değiştirme önerisinde bulunmuştur.22
C) Venedik Komisyonu’nun 831/2015 Sayılı Görüşü
Komisyon, devlet başkanına hakaretin suç olmaktan çıkartılması veya devlet başkanına yönelik hakaret içeren eylemlerin hapis cezası barındırmayan yaptırımlara bağlanması gerektiğini belirtmiştir.23
Türkiye’ye Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesi yerine hukuk davasının tercih edilmesi gerektiği belirtmiştir. Komisyon, Türkiye’de Cumhurbaşkanına hakaret nedeniyle çok sayıda soruşturma ve kovuşturma bulunduğunu, çok sayıda kişi hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, tüm bunların adeta bir otosansüre yol açtığını da kaydetmiştir.24
D) Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri’nin Momerandumu
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, 2016 yılında Türkiye’ye yapmış olduğu ziyaret sonrasında 17.02.2017 tarihinde Türkiye’de ifade ve medya özgürlüğüne ilişkin Memorandum yayımlamıştır. Komiser yapmış olduğu incelemeler sonucunda Devlet başkanına hakaretin halen suç olarak kabul edildiği ülkeler de dahil olmak üzere Avrupa Konseyi üyesi 46 ülke arasında Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu madde hükmü ile benzer hükümlerin uygulandığı herhangi bir ülkenin bulunmadığını belirtmiştir.25
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun, Cumhurbaşkanının desteklediği politikalara karşı yöneltilen eleştirileri bastırmak için kullanılan bir araç haline dönüştüğünü ve ayrıca ayrım gözetmeksizin toplumun tüm kesimlerine karşı bu maddenin uygulandığını da kaydetmiştir.26
Birçok davadaki hakaret olarak belirtilen eylemlerin ise sosyal medyada repost veya retweet olarak adlandırılan paylaşılan bir gönderiyi aynı şekilde kendi hesabında da paylaşmaya ilişkin olduğunu da eklemiştir.27
Komiser, TCK 299. maddenin uygulanmasının AİHS’ye aykırı olduğunu, bunun bir yargısal zorlama ve ülkenin kutuplaşmasını artıran yargısal bir tacize dönüştüğünü bu nedenlerle bu maddenin yürürlükten kaldırılması gerektiğini beyan etmiştir.28
III. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin İfade Özgürlüğü Kapsamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Hakkında Değerlendirmeleri
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesini ve kamu görevlisine hakareti düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 125’inci maddesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ruhuna aykırı bulmakta ve cumhurbaşkanına hakaret ile kamu görevlisine hakaret suçlarından kişilere hapis cezası verilmesini ifade özgürlüğünün ihlali olarak nitelendirmektedir. Mahkeme, TCK 299’un değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir.29
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, devlet başkanına ayrıcalıklı koruma sağladığı için AİHS’in ruhu ile bağdaşmadığını söylemektedir. Mahkemeye göre, devlet başkanına özel koruma sağlayan düzenlemeler ifade özgürlüğü üzerinde baskı oluşturmakta ve çoğulculuğu tehdit etmektedir. Herkes gibi devlet başkanlarının da itibarlarının korunmasının gerektiğini kabul etmekle birlikte bu korumanın hakarete ilişkin genel hükümler yoluyla sağlanabileceği ve ayrıcalıklı bir korumaya gerek olmadığı kanaatindedir.30
Mahkeme, politikacıların halka mal olmuş bir kişi olarak hareket ettiklerini dolayısıyla kabul edilebilir eleştiri sınırlarının diğer insanlara kıyasla daha geniş olduğunu söylemektedir. Politikacıların da kişiliklerini sadece özel hayatlarıyla sınırlı kalmayacak şekilde koruma hakkının bulunduğunu fakat korumanın şartları ile siyasi problemlerinin özgür bir ortamda tartışılabilmesinin getirdiği yararların denge içerisinde olmasının gerekli olduğu ve bu kapsamda ifade özgürlüğüne getirilecek istisnalar için de dar yorumlamanın yapılmasının gerekli olduğu söylemektedir.31
Devlet başkanlarına yönelik ifadelerin cezalandırılmasının ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı etki oluşturduğunu belirtir.32 Çünkü ifade özgürlüğü, yalnızca zararsız veya hoş karşılanan fikirleri değil, toplumun bir kesimini inciten, rahatsız eden ya da şoke eden düşünce ve açıklamaları da kapsamaktadır. Bu, demokratik toplumun unsurları olan hoşgörü, açık fikirlilik ve çoğulculuğun bir gereğidir. Bir ifadenin rahatsız edici veya incitici olarak görülmesi, tek başına, ceza hukuku tedbirlerine başvurmayı haklı çıkaramaz.33
Siyasi düşünce açıklamalarının cezalandırılması sadece nefret içerikli sözler ve şiddet övgüsü veya şiddete çağrı hallerinde kabul edilebilir. Bunun dışında kalan durumlarda, her türlü ceza yaptırımı ifade özgürlüğünün orantısız bir şekilde sınırlandırılması sonucunu doğurur.34
Cumhurbaşkanına hakaret suçundan alınan ceza, para cezası dahi olsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde ifade özgürlüğü ihlal edilmiş olur. Mahkeme, para cezası olsa bile cumhurbaşkanına hakaret suçunda hiçbir şartın bir cezai yaptırım uygulanmasını meşrulaştıracak niteliğe sahip olmadığını sonucuna varmıştır. Mahkemeye göre, doğası gereği böyle bir ceza, miktarının az olmasına rağmen özellikle mahkumiyetin etkileri ve sicil kaydına kalıcı kaydı dikkate alındığında, kaçınılmaz bir caydırıcı etki oluşturmaktadır.35
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesini yukarıda anlatılan sebeplerle AİHS’in ruhuna aykırı bulduğundan ve ifade özgürlüğünün üzerinde caydırıcı etki doğurduğunu düşündüğünden dolayı cumhurbaşkanına hakaretten ceza alan bir kişinin usule uygun şekilde başvuru yapması durumunda otomatik olarak ihlal kararı vermektedir.
IV. Anayasa Mahkemesi’nin İfade Özgürlüğü Kapsamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Hakkında Değerlendirmeleri
A) Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti
Anayasa’nın 25’inci maddesinde düşünce ve kanaat özgürlüğü; “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa’nın 26’ncı maddesinde ise düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti düzenlenmiştir. Anayasa’ya düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti sadece millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
B) Anayasa Mahkemesi’nde TCK 299 İptal Davası
Karşıyaka 7. Asliye Ceza Mahkemesi ve İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Cumhurbaşkanına hakaret suçunun Anayasaya aykırılığı gerekçesiyle kanun hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesi’ne karşı itiraz yoluna başvurulmuştur.36
Mahkemelerin kanun hükmünün iptali talebiyle itiraz yoluna başvurularının gerekçeleri, Anayasa’nın 101 ve 102. maddelerinde yapılan değişikliklerin Cumhurbaşkanını siyasi bir kişilik haline getireceği; Cumhurbaşkanının en üst düzeyde yer alan kamu görevlisi olması nedeniyle tüm kamu görevlilerine ilişkin tek bir yasal düzenleme olması gerekirken ek bir düzenleme getirilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu; madde metninde genel hakaret suçuna ilişkin ilkelerin uygulanıp uygulanmayacağı yönünde bir belirlilik bulunmadığı; bir hukuk devletinde hiçbir makama özgü bir suç tipi oluşturulamayacağı; devlet başkanlarına ek bir koruma getiren hükümlerin AİHS’ye aykırılık teşkil ettiği; Cumhurbaşkanına hakaret suçu söz konusu olduğunda Anayasa’nın 39. maddesi ile TCK’nın 129. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı yönünde bir belirlilik bulunmadığı; ispat hakkının Anayasa’da düzenlenmiş olmasına rağmen Cumhurbaşkanına hakaret suçu yönünden düzenlemediğidir.37
Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanının devletin başı sıfatına sahip olarak Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil ettiğini dolayısıyla Anayasa’da yer alan görev ve yetkileri ile birlikte temsil ettiği değerler bir bütün olarak değerlendirildiğinde hakaret suçunun Cumhurbaşkanına karşı işlenmesi halinde sadece Cumhurbaşkanının kişiliğinin değil aynı zamanda Cumhurbaşkanının temsil ettiği değer ve fonksiyonların da ihlal edilmiş olacağını belirterek kanun koyucunun diğer suçlardan farklı ve özel bir düzenleme getirmesinin hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil etmediği kanaatinde olmuştur. Ayrıca suç oluşturan eylemin, cezanın alt ve üst sınırının, suçun nitelikli hallerinin ve uygulanacak artırım oranının da madde metninde açıkça düzenlenmesi nedeniyle kuralın belirsiz olduğundan da bahsedilemeyeceğini belirtmiştir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile genel hakaret suçu arasında korunan hukuki yarar ve suçların niteliklerini yönünden birbirinden farklılık arz etmeleri gerekçeleriyle eşitlik ilkesine aykırı bir yönün de bulunmadığı görüşündedir.38
C) Anayasa Mahkemesi’nin Değerlendirmeleri ve Kararları
Anayasa Mahkemesi, iptal davasında da görüleceği üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi Cumhurbaşkanına hakaret suçunun otomatik olarak ifade özgürlüğüne sağlanan güvencelere aykırı sonuçlar doğurduğunu ve ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini kabul etmemektedir.
Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanına hakaret suçu ile ilgili bireysel başvurularda meşru amacın başkalarının şöhret veya haklarının korunması olduğunu kabul etmekte ve TCK 299 dolayısıyla müdahalenin kanunilik kriterini taşıdığına karar vermektedir. Bu sebeple bu kriterleri atlayarak verilen cezanın demokratik toplum düzeninin gerekliliklerine uygun olup olmadığına karar vermektedir.
Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanına hakaret nedeniyle cezalandırılan kişilerce yapılan başvuruları değerlendirirken; Cumhurbaşkanının bir siyasetçi olduğundan diğer kişilere nazaran eleştirilere daha fazla katlanmak durumunda olmakla birlikte eleştirilerin onun şeref ve itibarını zedeleyecek boyuta ulaşmaması gerektiğini, Cumhurbaşkanının eleştirilere daha hoşgörülü olmak zorunda olması, onun “şöhret veya haklarının” korunmayacağı anlamına gelmeyeceğini vurgular. 39 İfade özgürlüğünün, kişilere hakaret etme hakkı vermediğini ve böyle bir durumun da hiçbir hukuk düzeni tarafından korunmayacağını belirtir.
Kararlarında ifade özgürlüğü ile itibarın korunması haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda uygulanan standart ölçütlere başvurarak sonuca ulaşmaktadır. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun müdahale edilen ifade özgürlüğü ile başvurucunun konuşmasındaki iddialar ve ifadeler nedeniyle müdahale edilen şeref ve itibar hakkının korunması arasında adil bir dengenin gözetilip gözetilmediğini değerlendirir.40
Anayasa Mahkemesi, öncelikle dava konusu söylemleri maddi vakıaların açıklanması veya değer yargısı olarak nitelendirir. Maddi olgular ispatlanabilse de değer yargılarının doğruluğunu ispatlamak mümkün değildir. İlk derece mahkemelerinden de söz konusu ayrımı yapmalarını ve gerekçeli kararda belirtmelerini beklemektedir.41
Anayasa Mahkemesi kararını, olayın bütün şartlarını gözeterek ve başvurucu tarafından söylenen sözlerin söylendiği bağlamı dikkate alarak, bu çerçevede başvuruya konu müdahalenin izlenen meşru amaçlarla orantılı olup olmadığını ve derece mahkemelerinin gerekçelerinin ilgili ve yeterli olup olmadığını belirler.42
Anayasa Mahkemesi tarafından ifade özgürlüğüne yönelik yapılan müdahale mahkeme kararından kaynaklandığı için çatışan haklar arasında yapılacak dengelemenin gerekçeli kararlarda yapılması beklenmektedir.43
Anayasa Mahkemesi, denetim sırasında temel hak ve özgürlüklere yapılan müdahalenin gerekçesine odaklanır. Kamu makamlarının temel hak ve özgürlüklere ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya koymadan yaptıkları müdahalelerin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak kabul etmez. Dolayısıyla ifade özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri karşılamayan bir gerekçe ile yapılan müdahaleler Anayasa’nın 26. maddesini ihlal eder.44
Çatışan haklar arasında dengeleme yapılabilmesi için başvurucunun kullandığı ifadelerin türüne, kamusal tartışmalara katkı sunma kapasitesine, ifadelere yönelik kısıtlamaların niteliğine ve kapsamına, ifadelerin kimin tarafından dile getirildiğine, kime yöneltildiğine, tarafların ünlülük derecelerine ve ilgili kişilerin önceki davranışlarına, kamuoyu ile diğer kişilerin kullanılan ifadeler karşısında sahip oldukları hakların ağırlığına göre değerlendirme yapar.45
Anayasa Mahkemesi; toplumsal ve siyasal ortama veya sosyoekonomik dengesizliklere, etnik sorunlara, ülke nüfusundaki farklılıklara, daha fazla özgürlük talebine veya ülke yönetim biçiminin eleştirisine yönelik düşüncelerin, bu düşünceler devlet yetkilileri veya toplumun önemli bir bölümü için rahatsız edici olsa dahi açıklanması, yayılması, aktif, sistemli ve inandırıcı bir şekilde başkalarına aşılanması, telkin ve tavsiye edilmesi ifade özgürlüğünün koruması altında olduğunu söylemektedir. Bu sebeple bu konular hakkındaki düşünce açıklamalarından dolayı da cumhurbaşkanına hakaret suçundan ceza verilmemesi gerektiğini söyler.46
Sonuç
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun ifade özgürlüğüne karşı tehlike oluşturduğu ve kısıtladığı düşünmekteyim. Avrupa İnsan Hakları Komiseri’nin görüşlerine katılıyor ve vatandaşlar üzerinde bir otosansüre sebep olduğunu düşünüyorum. İnsanlar cumhurbaşkanını eleştirdiklerinde haklarında bir savcılık soruşturması açılmasından daha da kötüsü ceza alacaklarından korkar haldeler. Hepimizin günümüz şartlarında sosyal medya kullandığı bu dönemde kendimizi özgürce ifade etmemizin önünce cumhurbaşkanına hakaret suçunun engel oluşturmaması gerektiğini düşünüyorum.
Anayasa Mahkemesi’nin, cumhurbaşkanına hakaret suçu ile genel hakaret suçunu aynı kriterlere dayanarak incelemesini adil bulmamaktayım. Çünkü genel hakaret suçu ile cumhurbaşkanına hakaret suçunun ifade özgürlüğü üzerinde yarattığı caydırıcı etkinin aynı olmadığını düşünüyorum. İnsanların kendi seçmiş oldukları devlet başkanını dilediğince eleştirebilmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun basın özgürlüğü konusunda da problem oluşturduğu kanaatindeyim. Birçok gazetecinin tutuklandığı ve yargılandığı ülkemizde basın özgürlüğü baskı altında. Cumhurbaşkanlığına hakaret suçunun da bu baskıyı kuvvetlendirdiği kanaatindeyim. Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinin TBMM tarafından değiştirilmesi ve ifade özgürlüğümüzü doyasıya kullanabileceğimiz yarınlar diliyorum.
Avukat Ece Deniz VARDAR – 19/06/2023 – İstanbul
İletişim
Bizi Arayın : +90 212 909 86 34
Mail Gönderin : info@ballawyer.com
Dipnotlar
1 YILMAZLAR, Elif Gül, Hakaret Suçu Bağlamında Eleştiri Hakkı, İzmir, 2015, s.33.
2 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.51.
3 CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek’in açıklamaları referans alınmıştır.
4 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.56.
5 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.57.
6 ÖRNEK, Ender Cihat, Türk Ceza Kanununda Hakaret Suçu, Kırşehir, 2021, s.64.
7 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.57.
8 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.59.
9 ÖRNEK, Ender Cihat, Türk Ceza Kanununda Hakaret Suçu, Kırşehir, 2021, s.64.
10 YILMAZLAR, Elif Gül, Hakaret Suçu Bağlamında Eleştiri Hakkı, İzmir, 2015, s.34.
11 YILMAZLAR, Elif Gül, Hakaret Suçu Bağlamında Eleştiri Hakkı, İzmir, 2015, s.34.
12 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.68.
13 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2001/9-132 Esas, 2001/155 Karar, 03.07.2001.
14 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.70.
15 AYDIN, Nuri, Sosyal Medya Aracılığı ile Hakaret Suçu İşlenmesi, İstanbul, 2019, s.65.
16 Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2019/869 Esas, 2020/1094 Karar, 13.02.2020.
17 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.76.
18 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.77.
19 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 10’uncu madde
20 YILDIRIM, Yakup, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarında İfade Özgürlüğü ve İtibarın Korunması Hakkı, Konya, 2021, s.214.
21 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.79.
22 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.79.
23 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.80.
24 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.80.
25 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.81.
26 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.81.
27 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.82.
28 AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022, s.82.
29 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Vedat Şörli v. Türkiye Kararı
30 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Vedat Şörli v. Türkiye Kararı
31 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Colombani ve Diğerleri v. Fransa Kararı
32 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Vedat Şörli v. Türkiye Kararı
33 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Önal v. Türkiye Kararı
34 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Önal v. Türkiye Kararı
35 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Eon v. Fransa Kararı
36 Anayasa Mahkemesi, 2016/25 Esas, 2016/186 Karar, 14.12.2016.
37 Anayasa Mahkemesi, 2016/25 Esas, 2016/186 Karar, 14.12.2016.
38 Anayasa Mahkemesi, 2016/25 Esas, 2016/186 Karar, 14.12.2016.
39 Anayasa Mahkemesi Umut Kılıç Başvurusu
40 Anayasa Mahkemesi Yaşar Gökoğlu Başvurusu
41 Anayasa Mahkemesi Yaşar Gökoğlu Başvurusu
42 Anayasa Mahkemesi Kemal Kılıçdaroğlu Başvurusu
43 Anayasa Mahkemesi Umut Kılıç Başvurusu
44 Anayasa Mahkemesi Diren Taşkıran Başvurusu
45 Anayasa Mahkemesi Yaşar Gökoğlu Başvurusu
46 Anayasa Mahkemesi Diren Taşkıran Başvurusu
KAYNAKÇA
AKYOL, Şükrü Furkan, İfade Özgürlüğü Bağlamında Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu (TCK Madde 299), İstanbul, 2022
YILMAZLAR, Elif Gül, Hakaret Suçu Bağlamında Eleştiri Hakkı, İzmir, 2015
YILDIRIM, Yakup, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarında İfade Özgürlüğü ve İtibarın Korunması Hakkı, Konya, 2021
TOMBUL, Didem, İfade Özgürlüğünde Caydırıcı Etki, İstanbul, 2023
IŞIK, Tuan, Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ve İfade Özgürlüğü, Yeditepe Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 19, Sayı: 2, İstanbul, 2022
AÇAR, Mustafa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında İfade Hürriyeti, Kırıkkale, 2022
AYDIN, Nuri, Sosyal Medya Aracılığı ile Hakaret Suçu İşlenmesi, İstanbul, 2019
NALBANT, Atilla, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önemli Kararlar, 1. Baskı, 2. Cilt, Ankara, 2013
KOLBÜKEN, Bilal, “Cumhurbaşkanına Hakaret” Suçu Üzerine Bir Deneme, Ankara Barosu Dergisi, Sayı: 3, Ankara, 2015
ÖRNEK, Ender Cihat, Türk Ceza Kanununda Hakaret Suçu, Kırşehir, 2021.